Fransa’nın Alsace Bölgesi’ndeki noel pazarlarını gezme amacıyla planladığımız seyahatte konaklama noktası için İsviçre’nin Basel şehrini tercih ettik ve seyahatin tamamında burada konakladık. Varış günümüzün devamı ve dönüş günümüzün ilk yarısı Basel’de geçebildi ve şunu söyleyebilirim ki Basel sadece bir geçiş noktası olamayacak kadar güzel bir şehirmiş. Tekrar gidebilmeyi dileyerek ayrıldığım bir yer oldu.

Bu seyahatte Colmar ve çevresindeki birkaç köyle birlikte Alsace bölgesinin başkenti sayılan Strazburg, İsviçre’ye bağlı Basel ve Zürih şehirlerini de gezdim. Colmar tatilini planlamadan genel hatlarıyla seyahatle ilgili bilgiler verdiğim Alsace Gezi Rehberi’ni ve Strazburg, Colmar, Zürih rehberlerini de incelemenizi öneririm. Eğer bu şehirlere seyahat planınız varsa faydanıza olacaktır.

BASEL TARİHİ & MİMARİSİ

Basel de tıpkı komşusu Zürih gibi, tarihi Romalılara kadar uzanan bir şehir. Hatta isminin o dönemin Roma imparatoru tarafından konulduğu söyleniyor. 1500’lü yıllarda roma İmparatorluğu’ndan ayrılarak İsviçre’ye katılan Basel ülkenin üçüncü büyük şehri.

Tarihi ve modern mimarinin harman olduğu şehirlerde yürümeyi çok seviyorum. Basel de bana yürürken o hissi verdi. Tarihi binalara uyumla yapılan ama modern çağa uygun mimariyle tasarlanan yapılar, geniş bisiklet yolları ve bolca yeşille dolu bu şehir gerçekten de yaşamak isteyeceğimiz bir konfora sahip. Fransa ve Almanya’ya komşu olmasıyla birlikte hem mimarisi hem kültüründen oldukça etkilendiğini gözlemlemek de mümkün.

900’lü yıllarda Macarlarla yapılan savaşta şehrin neredeyse tamamına yakını yıkılmış olmasa tarihi dokuyu daha derinden hissediyor olabilirdik. Basel Katedrali gibi önemli yapılar yeniden inşa sırasında yapılmış olduğundan hala ayakta fakat şehir bu tarihten sonra önemli bir de deprem geçirmiş ve ciddi hasar görmüş. Restorasyon çalışmaları sonraki şimdiki halini almış.

BASEL NEREDE? BASEL’E NASIL GİDİLİR?

İsviçre’nin Zürih ve Cenevre’den sonraki en büyük şehri olan Basel, İsviçre’nin kuzeybatısında bulunuyor. Basel, Fransa ve Almanya’yla sınırı belirleyen bir sınır şehri olmasından dolayı konum itibariyle büyük avantaja sahip. Şehrin ortasından geçerek iki yakaya bölen Ren Nehri sayesinde doğayla iç içe hissettiren huzurlu bir atmosfer oluşmuş.

Basel’e gitmek için öncelikle İstanbul’dan 3 saat süren bir uçak yolculuğu yaparak EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg ‘a iniş yapmanız gerekiyor. Bu havalimanı, 3 ayrı ülkeye çıkışı olan tek havalimanı olmasıyla zaten oldukça popüler. Peki bu ne demek? EuroAirport’a iniş yaptığınızda vize kontrolünde karşınızda Almanya, Fransa ve İsviçre polis kontrol birimleri olacak. Burada vizenizi aldığınız ülkenin polisi aracılığıyla vize kontrolünden geçtikten sonra havalimanının içinde farklı kat ve yönlerdeki çıkışlardan gitmek istediğiniz ülkeyi seçebilirsiniz. Hangi yönden çıkarsanız o ülkedesiniz artık. Çünkü bu havalimanı öyle bir noktada konumlanmış ki bu 3 ülkenin tam sınırında. Havalimanından çıktıktan sonra araçla 10 dakika, trenle 20 dakikada şehir merkezine ulaşmanız mümkün.

BASEL’DE NEREDE KONAKLADIM?

Bu seyahatimiz Alsace bölgesi hedefli olsa da Basel’de konaklamayı tercih ettik. Hem havalimanına yakın olması hem de Basel ve Zürih şehirlerini de gezmek istememiz bunda önemli rol oynadı. Ayrıca İsviçre her ne kadar yüksek fiyatların gündemde olduğu bir ülke olsa da noel pazarı konseptiyle öne çıkan Colmar ve çevresinde konaklama seçeneğini uyguna getirmek çok daha zordu. Bu kararı vermemizi sağlayan diğer konu ise bulduğumuz konaklama seçeneğinin aşırı güzel olmasıydı!

1850 yılından kalma tarihi bir binada minimal döşemeli bir hostel olan Basel Youth Hostel’de kaldık. Basel’in merkezindeki St. Alban bölgesinde bulunan binanın çevresi de çok güzel. Eski bir Sırp Ortodoks Kilisesi olan St. Alban Kilisesi ile aynı bahçede olmaları ve tarihi bir bölgede kalmak çok etkileyiciydi. Daha çok vakit geçirebilmeyi isterdim. Bina eski ipek kurdela fabrikasına ait. 20. yüzyılın ortalarında ipek kumaş endüstrisinde çalkalanmalar olunca fabrikada üretim duruyor ve kapanıyor. Christoph Merian Stiftung tarafından yenilenen bina hostel olarak kullanıma açılıyor. Modern mimariyle yenilenen bina eskinin cazibesini de hissettiriyor. Zaten birçok ödülü de olan hostel Swiss Youth Hostel sınıflandırmasında zirvede.

Kahvaltı dahil olan bu hostelde paylaşımlı odaların yanında çift kişilik, özel banyolu odaları da var. Biz de böyle bir konaklama yaptık, bu nedenle bizim için burası hostel değil de hotel oldu diyebilirim. Otele giriş anından çıkışa kadar her şey çok iyiydi. Resepsiyondan mutfağına kadar çalışan herkes çok tatlı ve ilgiliydi. Oda ve otelin genel temizliğinden çok memnun kaldık. Kahvaltı çok yeterli ve lezzetli olarak her sabah 06.00 09.30 arası açık büfeydi. Ren Nehri’nin kenarında olması ekstra bir cazibeye de sahip. Yaz aylarında cam açık uyuyup sabah nehir sesiyle uyanmak eminim müthiş olurdu ama lobiye kurulan yeni yıl ağacıyla da ortamın ambiyansı zaten yeterince müthişti. Bu nedenlerle fazlasıyla öneririm.

BASEL CARD

Ne Alsace rotasında ne de başka bir Avrupa şehrinde denk gelmediğim bir karttan bahsetmem gerek, BaselCard. Birçok şehirde ulaşım gibi konularda indirim sağlayan kartlar elbette var ama Basel bu konuyu biraz daha üst seviyelere taşımış. Otel, hostel, airbnb evi farketmeksizin konaklama yaptığınız her yerde size ücretsiz olarak BaselCard veriliyor. Check-in yaptığınızda size kart ya da bir belge olarak vermeleri gerekiyor. Rezervasyonunuz sırasında sormanızı öneririm ama herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyorum. Biz havalimanından çıktıktan sonra otobüsle Basel’e geçiyorduk. Bu sırada bilet kontrol için geldiler (murphy) otel rezervasyon onayımızı gösterip uçak biletimizi gösterdik. Şehre yeni geldiğimiz zaten her halimizden belliydi, herhangi bir sorun çıkmadı. Bilet almadan binerken web sitelerinde yazan şu bilgiye güveniyorduk elbette, yoksa asla riske atıp biletsiz seyahat etmem çünkü çok rahat olmalarına rağmen bu konuda ceza ödemeleri çok yüksek. Şöyle yazıyor resmi sitelerinde “otele ilk yolculuk dahil toplu taşıma kullanımı ücretsiz”. Ayrıca “Basel’deki otelinizin veya Airbnb’nin rezervasyon onayı, havaalanından veya tren istasyonundan otelinize transfer için ücretsiz bilet görevi görmektedir.” de bonus not olarak düşülmüştü. Yani BaselCard’ın en güzel yanı bu. Bunun yanı sıra, Basel müzeleri, tiyatrosu, hayvanat bahçesi gibi önemli lokasyonlarda geçerli %50 indirim avantajı da bulunuyor. Tüm avantajları ve güncel detaylı bilgi için resmi web sitelerinin linkini ekliyorum.

BASEL NOEL PAZARLARI

Basel ara sokaklarında mini noel pazarları olsa da ana meydanlarına kurulu 2 büyük noel pazarı mutlaka görülmeli. 23 Kasım – 23 Aralık 2023 tarihleri arasında her gün 11.00-20.30 saatleri arasında ziyarete açılıyor.

Münsterplatz: Basel’in en ikonik yapısı tarihi katedralin önündeki meydanda kurulan Noel pazarı. Katedralin önüne kurulan devasa noel ağacı, yan tarafındaki meydana dizilen tezgahlarla nefis bir alanda. Görmemeniz mümkün değil ama bu meydanı ve noel pazarını es geçmeyin.

Barfüsserplatz: Basel’in ana meydanlarından birinde, Tarih Müzesini’nin karşısında bulunan bu noel pazarı da ikonik Noel piramidi süslemesiyle oldukça popüler. Daha çok yemek ve sıcak şarap standıyla dolu bir pazar olduğunu söyleyebilirim. Waffle, sıcak şarap, zencefilli kurabiye, hotdog gibi birçok noel pazarı yiyeceğini bulmak mümkün. Fiyatların Alsace bölgesine oranla daha yüksek olduğu da bir gerçek. Burası Zürih kadar olmasa da tam olarak o yumuşak geçişi sağlayan bir ekonomide.

Ren Nehri’nin ve şehrin güzelliğine noel pazarı ışıltısı da eklenince müthiş manzaralar sizi bekliyor.

BASEL GEZİLECEK YERLER

Basel’de gezilecek yerler eminim ki bu listeden fazlası fakat bizim gibi kısıtlı gününüz varsa dahasını görmeniz de pek mümkün değil. Noel ruhunu yaşarken önemli yerleri de mutlaka görelim diyenler için oldukça yeterli bir liste.

Basler Münster (Katedral): Kiremit çatılı ikiz kulesi ile dikkat çeken Basel’in simge yapısı bu katedral İsviçre Ulusal Miras listesinde yer alıyor. Katedral gotik mimari örneği olarak 1500 yılında tamamlanmış. Katedralin önündeki meydan Basel’in en büyük noel pazarına da ev sahibi olan Münsterplatz. Noel pazarı dışındaki zamanlarda da konser gibi büyük etkinliklerin düzenlendiği bir alanmış. Biz maalesef içini gezme imkanı bulamadık ama 11.00-16.00 saatleri arasında ziyaret ederek kuleye çıkabilirsiniz. Muhteşem bir manzara göreceğinize eminim.

Old Town: Eski şehir dokusuna hayran kalarak sokaklarında yürüdüm, sokakların bir anda genişlemesiyle ortaya çıkan meydanlarındaki yapıları incelemeden duramadım. Öyle sıradan ama öylesine görkemli ki yapılar bu basit görüntünün altındaki zenginliğe vuruldum sanırım. Eski şehir dokusu her şehirde en sevdiğim yer oluyor ama bu bölgeye ekstra bayıldım diyebilirim. Bunda şehir sessizken yaptığımız sabah keşif yürüyüşünün de faydası var muhtemelen.

City Hall: Basel hükümeti ve parlamentosunun merkezi olan Belediye Binası, eski kentin ortasında kırmızı cephesiyle oldukça göz alıcı. İçeriye girerek avlusunda oturabilirsiniz. Çünkü burası aynı zamanda nikah kıyılan birime de ev sahibi. Gittiğimizde gelin damatları görmek de tatlı bir anı oldu.

Spalentor: 1400’lü yıllardan kalma şehir surlarından günümüzde ulaşan üç şehir kapısından biri burası. Sanıyorum en görkemlisi de olacak ki diğerlerini gerçekten hiç farkedemedik biz de. Hatta acaba daha etkileyici başka bir sınır kapısı daha dünyada var mıdır diye düşündürecek kadar güzel diyebilirim. Geçmiş yıllarda Alsace’dan gelen malzemeler bu sınır kapısndan geçerek şehre girermiş.

Pfalz: Basel’in seyir terası aslında burası. Eski kenti görebileceğiniz müthiş bir manzara noktası. Yürürken mutlaka buradan geçersiniz.

Mittlere Brücke: 1200’lü yıllarda yapılan bu köprü de Basel’in simge yapılarından gösteriliyor. Ren Nehri üzerinde geçişi sağlayan eski şehir dokusuna ait köprü başlangıçta araçların geçiş noktasıyken 1900’lü yıllarda şehre elektrikli tramvayların gelmesiyle yeniden inşa edilmiş zorunda kalınmış.

Basel’in modern yüzü her ne kadar ön planda olsa da iyi şekilde korunmuş Eski Kent merkeziyle birlikte tarihi dokuyu da yansıtmayı başarıyor. İkisinin harmanlanmış halini bulduğum bu şehri gerçekten çok sevdim!

BASEL YEME İÇME ÖNERİLERİ

Noel pazarı konseptinde planladığımız bu seyahatte Basel’de 1 gün geçirebildiğimiz (hatta yarımşar günden neredeyse 1 tam gün) için dolu dolu bir yeme içme deneyimi yaşayamadım. Fakat yine de sizin için listemde olan mekanlara göz attım ve birkaç günlük seyahatinizi güzelleştirecek önerilerle geldim!

Kahvaltı, kahve, tatlı: Sabah kahvaltısı ya da geç kahvaltısı, kahve ve tatlı gibi seçeneklerle gün ortasında mola vermek istediğinizde bu mekanlara bakmanızı öneririm: Frühling, Backerei Kult, Spoon, Confiserie Schiesser, Unternehmen Mitte, Bonne Maman!

Unternehmen Mitte’nin mobil arabası olan Kaffee-Mobil Rhein’de nehre karşı oturup kahve içtiğimiz sabahı asla unutamam. Kahveler öyle güzeldi ki, daha uzun bir mola verebilmek nefis olurdu. Burada da kahve bardakları depozitoluydu, noel pazarlarındaki gibi düşünebilirsiniz. Bardağı verip 2 euro geri alabilirdik ama anısı kalsın istediğimden ve çok beğendiğimden bardak benimle eve geldi 🙂

Şehrin popüler alışveriş caddesinde bulunan Bonne Maman’da çeşit çeşit tatlı ve hediyelik ürün de vardı. Türkiye’de zincir marketlerde paket tatlıları ve reçelleriyle bildiğimiz Fransız markası bu, görür görmez tanırsınız. Cupcake’leri nefis duruyordu denemeden geçemedik. Kesinlikle size de öneririm. Normalde kek formundaki tatlılara ben çok yükselmem ama nefistii!

Yemek: Akşam yemeği için öneri listem ise şöyle: St. Alban Stübli, Smuk, Astro Fries, Walliser Stube, Nomad, Chez Donati, Consum. Neredeyse tamamı rezervasyonla gitmeniz gereken yerler, önceden bakmanızda fayda var.

Biz akşam yemeği için burger sevgimize karşı koyamadık ve burada yaşasak hep gideriz diyebileceğimiz o lokal burgerciyi bulduk: Astro Fries! Hem çalışanları çok tatlı hem de şehrin arka sokaklarında olduğu için yerel halkla dolu bir mekandı. Burası burger mekanı değil aslında aksine patates mekanı. Yani hep alışık olduğumuz yan ürünün patates olma durumu burada ters işliyor. O yüzden patatesleri asıl favori olan. Çok doyurucu porsiyonu olan patatesler farklı soslarla hazırlanıyor. Burger olarak da en klasik ve favori tavuk burgerlerini denedik. Hepsinden çokça memnun kaldık.

Basel hem bu kadar tarihle dolu hem de bu kadar kendi halinde ve bir o kadar da zarif bir şehirdi. Doğası, mimarisi ve estetik dokusuyla hayran kalarak gezdiğim bu şehirle tekrar buluşmayı isteyerek vedalaşıyorum. Sizin de aynı keyifle gezmenizi dilerim.

Bu rotadaki mekanlar

Bu rotadnın haritası