Eylül’de yapılan yaz seyahatlerini çok seviyorum, mevsimin bitmediğini hissetmemi sağlarken sakin bir tatil imkanı da sunuyor. Geçtiğimiz sene bu dönemlerde Samos’u tercih edince bu sene de rotamıza Sakız’ı aldık. Böylece Yunanistan’ın en sevilen adalarını biz de çok severek gezmiş olduk.

Chios adıyla göreceğiniz Sakız, Türkiye’nin batı kıyılarındaki Çeşme’nin hemen karşısında yer alıyor. Çeşme ve Sakız o kadar yakın ki, 7 kilometrelik bir mesafede hemen. Bu da adaya Türkiye’den fazlaca turistin gitmesine sebep oluyor tabii. Dünyaca ünlü sakız ağaçlarının yetiştiği ve sakız reçinesinin üretildiği bir ada burası, haliyle adını da bu ağaçlardan almış. Ayrıca eklemeden geçemeyeceğim ada inanılmaz büyük, bir sürü tarihi köy, kasabası bulunan yaklaşık 900 kilometrekarelik bir ada. Haliyle adanın tamamını gezdiğiniz bir seyahat pek gerçekçi olamaz.

Tarihi dokuyu hissedebileceğimiz birkaç köy, eski yerleşimler, iyi yemek ve deniz noktalarıyla keyifli bir rota bırakacağım elbette, detaylara geçiyorum artık buyrun buyrun.

SAKIZ’A VİZE GEREKLİ Mİ?

Sakız Adası, Yunanistan yani Schengen sınırları içerisinde yer aldığı için Schengen vize gerekiyor. Eğer halihazırda vizeniz varsa bu vizeyle Sakız’a da geçiş yapabilirsiniz. Eğer vizeniz yoksa bu 2024 yılında uygulanmaya başlanan “kolaylaştırılmış vize belgesi” yani hepimizin bildiği adıyla “kapıda vize” uygulaması ile daha kolay bir şekilde vize alabilirsiniz.

Kapıda vize, sadece tek bir rota yani tek bir ada için geçerli olan yani birkaç ada arasında geçişe imkan sunmayan, en fazla 7 günlük konaklamaya izin veren Yunanistan ile aramızda sağlanan bir kolaylaştırma aslında. Kapıda vize dense de elbette kapıda hazırlanan hızlı bir vize alım süreci yok. Gitmek istediğiniz adaya hizmet veren acentalar aracılığıyla vize başvurusu yapıyorsunuz. Bu başvuru için de 15 gün öncesinden istenen tüm belgeleri acentaya ulaştırmanız gerekiyor. Vize almakla ilgili sıkıntı yaşayacağınızı düşünüyor ya da vize alma zamanınız kısıtlı kaldıysa değerlendirmenizi öneririm. Fakat onun dışında biraz daha çabayla Schengen vizesi başvurusu yapmanızı daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. Önümüzdeki yıl kolaylaştırılmış vize uygulaması devam eder mi bilinmez açıkçası ama güncel bilgi geldikçe hazırladığım bu videoya ek bilgi mutlaka yaparım. Profilimi takip ederseniz anlık hikayelerim ya da yeni içerikler üzerinden de detayları paylaşırım.

Yunanistan’a giriş yapabilmeniz için oldukça önemli bir konuya da değinmem gerek. Eğer pasaportunuzda Kıbrıs giriş ya da çıkış damgası varsa Yunanistan’a giriş yapmanız imkansız. Kıbrıs kimlikle giriş yapabileceğimiz bir ülke olsa da pasaportla giriş yaparak sınırdan geçen ve dolayısıyla giriş mührü basılan pasaportlar olabiliyor. Bununla ilgili TC Dışişleri Bakanlığı’nın web sitesinde tam olarak şöyle yazıyor: “Yunanistan makamları pasaportlarda KKTC giriş/çıkış damgası olması halinde ülkeye giriş izni vermemektedirler.”  Oldukça net olduğunu düşünüyorum 😀 Böyle durumlarda giriş yapmak isteyenlere de tek önerim yeni / ek pasaport almaları olacak, maalesef başka şansınız yok.

SAKIZ’A NASIL GİDİLİR?

KKTC damgası olmayan pasaportunuzla vizenizi aldığınızı düşünerek artık Sakız’a nasıl gidileceğini konuştuğumuz bölüme geçelim diyorum. Neyse ki tek gidiş yolumuz var 🙂

Sakız, İzmir’ bağlı Çeşme’den kalkan feribotlarla ulaşabileceğimiz bir ada. Bu nedenle ilk olarak Çeşme Ulusoy Liman’ına varış yapmanız gerekiyor. Özel araçla İstanbul’dan 5 buçuk, Ankara’dan 8, İzmir’den de 1 saatlik yolculuk yaparak limana ulaşabilirsiniz. Kapıda vize ve Schengen vizesi için ayrı ayrı kontrol süreci oluyormuş yoğun tatil periyodunda. Dolayısıyla buna göre 1 buçuk 2 saat önce limana varmanızı öneririm. Buradaki sürece de adım adım bakalım birlikte:

OTOPARK: Limana varınca ilk konucu aracınızı park etmek olacaktır tabii. Biz aracımızı direkt limanın otoparkına bıraktık. Günlük 300₺’lik bir ödemesi bulunuyordu. Güvenilir bir lokasyon olmasından dolayı herkesin buraya yöneleceğini düşünerek de ekstra erken gelmenizi, hatta civarda farklı alternatifler düşünmenizi de önermeliyim. Çünkü yaz dönemi çılgınlığı.. Biz boşuna Eylül’ü seçmedik 😀

FERİBOT BİLETİ: Feribotla adaya geçerken birçok firma olsa da yoğun yaz dönemlerinde bilet bulmak oldukça zorlaşıyor. Eylül Ekim gibi yaz sonu aylarında ise seferler azaldığı için bilet bulma sorunu oluşmaya başlıyor. Bu nedenle seyahatinize karar verince biletlerinizi ayarlayın önerisinde bulunarak başlayalım. Çeşme Ulusoy Limanı’ndan kalkan feribotla yaklaşık 45 dakikada Sakız Limanı’na vardık. Giderken rötarsız, dönerken biraz rötarlı kalkınca süreler değişti ama söylendiği gibi 15 dakikalık yollar olmadığını söyleyebilirim. Feribotları da şehir hatları vapurları, tekneleri gibi düşünebilirsiniz. Kimisi daha büyük ve daha rahat kimisi değil.. Burada da Ertürk Lines üzerinden bilet almanızı önerebilirim. Samos seferinde de başarılılardı, burada da. Kişi başı gidiş dönüş feribot için 45€ ödedik. (Eylül, 2024).

YURTDIŞI ÇIKIŞ HARÇ PULU: Feribot bileti aldıktan sonraki diğer adımınız da harç pulu almak olsun. Uçakla yurtdışına çıkarken alışık olsak da feribotla geçerken akla ilk etapta gelmiyor bu adım ama her ne şekilde olursa olsun yurtdışına çıkarken harç pulu almamız zorunlu. Dilerseniz zamandan kazanmak adına online olarak alabilirsiniz. Buraya tıklayıp “Harç ve Değeri Kağıt Bedeli Ödeme > Yurtdışına Çıkış Harcı Ödeme” adımlarını izleyerek kolayca ödeme işlemini yapabilirsiniz. Telefon/e-mailinize barkod gelecek ama zaten görevlilerin sistemlerine aldığınıza dair bilgi düşüyor. Herhangi bir çıktı almanıza gerek olmamakla birlikte bir aksilik olmasına karşın barkodun hazırda olmasını öneririm. Biz bu kez Limana giriş yaptıktan sonra harç pulu makinelerinden fiziksel olarak aldık, hızlıydı. Ama yine yaz döneminde burada sıra olma ihtimalini düşünerek hareket edin derim.

FERİBOT KAYIT İŞLEMİ: Feribota geçmeden önce bir kayıt işlemi de yaptırmanız gerekiyor. Aslında bu aşamayı check-in gibi düşünebilirsiniz. Firmaya geldim, feribota bineceğim demek gibi. Bu sebeplerle de feribot saatinden en az 1-1 buçuk saat önce Çeşme Ulusoy Limanı’nda olmanızı öneririm. Feribot biletini aldığınız firmaya pasaportunuzla gidiyorsunuz, ki hepsi limanın başında hemen göreceğiniz büfelerde konumlanıyorlar.

PASAPORT KONTROLÜ: Biletiniz, pasaportunuz, yurt dışı çıkış harç pulunuzla birlikte Çeşme Ulusoy Limanı’nda pasaport kontrolüne geçiyorsunuz. Vizeniz ve pasaportunuz pasaport polisleri tarafından kontrol edildikten sonra biletinizle feribota geçebiliyorsunuz. Unutmadan ekliyim, limanda küçük bir duty free alanı var.

Aracımızı park ettikten sonra feribot biletimizin kaydını yaptık, harç pulunu aldık, pasaport kontrolünden geçtik ve feribota bindik. Bu kısım bizim için toplamda 1 saat sürdü. Süreler yoğunluğa göre değişir hatırlatmasıyla birlikte fikir olması için bu bilgiyi de bırakıyorum.

SAKIZ ADASI’NA KÖPEĞİMİZLE SEYAHAT İÇİN HANGİ İŞLEMLERİ YAPTIK?

Evet adaya köpeğimiz Winnie ile gittik. İlk yurtdışı seyahati olduğu için anlamsız bi heyecan duyduk açıkçası hihii. Siz de eğer köpeğinizle bu seyahate çıkmak isterseniz söyleyebilirim ki ada buna çok müsait bir ortama sahip, endişeniz olmasın. Şimdi yaptırmanız gereken tüm işlemleri özetliyorum.

Biz Yunanistan Sakız adasına giderken bu adımları uyguladık, diğer ülkelerde süreçlerde değişiklik olabilir, havayolu ulaşım kuralları eklenir, mutlaka kontrol edin ama uygulama tüm Avrupa için çok benzer o yüzden eminim referans olur.

  1. Evcil hayvan pasaportu & aşılar & çip: Bu konunun temeli zaten ama yine de hatırlatmak isterim. Çipli, dolasıyla pet pasaportuna sahip olması ve aşılarının düzenli olarak yapılıp pasaporta işlenmiş olması gerekli.
  2. Kuduz aşısı: Yurt dışına çıkış tarihinden en az 4 ay önce kuduz aşısı yapılması gerekiyor. Süreç bu şekilde başlıyor.
  3. Titrasyon testi: Kuduz aşısının yeterliliğini ölçmek için titrasyon testi yapılması gerekiyor. Bu nedenle kuduz aşısı uygulandıktan 1 ay sonra kan örneği alınarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na, Ankara’ya gönderiliyor. 1 hafta içinde de raporu veterinere geliyor. Yurt dışına çıkış tarihinden en az 3 ay önce titrasyon testi yapılması gerekiyor.
  4. Veteriner onayı: Titrasyon testi sonucuna göre antikor düzeyinin yeterli olduğu onayını veterineriniz evcil hayvan pasaportunun ilgili sayfasına işliyor.
  5. Sağlık sertifikası randevusu: Titrasyon testi sonucunun uygun olmasının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan sağlık sertifikası alınması gerekiyor. Bu işlem için bakanlığın bağlı bulunduğu ilçe müdürlüğünden randevu almalısınız. Yurt dışına çıkış tarihine 48 saat kala bu randevuyu alabiliyorsunuz. Randevuya evcil hayvanınızla birlikte gitmeniz, orada birkaç form işlemi yapmanız gerekiyor. Ardından sertifikayı alıyorsunuz. Burada ek talepleri olabiliyormuş aklınızda olsun.
  6. Belgelerin gönderilmesi: Sağlık sertifikası, evcil hayvan pasaportunun sayfaları ve titrasyon testi belgelerini gideceğiniz ülke/şehirdeki yetkili veterinere mail olarak iletiyorsunuz. Dökümanları inceleyerek giriş için onay maili gönderiyorlar.Tüm belgeleri yanınıza alarak köpeğinizle pasaport kontrol sırasına geçebilirsiniz artık. Burada her zaman belge kontrolü olmasa da istenebiliyor, aman yaptırmadan çıkayım demeyin. Adaya giderken uyguladığımız bu adımlar diğer ülkelerde değişiklik gösterebilir, mesela havayolu ulaşım kuralları eklenir. Süreçleri mutlaka kontrol edin ama uygulama tüm Avrupa için çok benzer o yüzden eminim referans olur.

SAKIZ’DA ULAŞIM İÇİN ARAÇ GEREKLİ Mİ?

Sakız oldukça büyük bir ada olması ve feribotla geçtiğiniz eski şehir merkezi ve merkez bölgede yürüyerek denize girmeye müsait alanların olmaması sebebiyle bence araçla olmanın ihtiyaç olduğu bir ada.  Elbette iyi bir planlamayla birkaç lokasyonu görmeli daha kısa gün kiralamalar yapabilir ya da adada taksi seçeneğini de değerlendirebilirsiniz. Feribottan indiğiniz noktada taksi için bir bilgilendirme vardı, oradaki ücretleri yazıyorum, fiyat performans açısından değerlendirmenize faydası olacaktır. Karfas’a 14€, Agia Fotini plajına 19€, Kampos-Pirgi-Mesta köylerine düzenledikleri tur için her 1 kişiye 22€ ücret uyguluyorlar.

Araç kiraladığımız firmanın merkezde, otele birkaç sokak ötede bir otoparkı vardı. Bu nedenle bizim için ekstra kolay oldu. Hiç sorun yaşamadığımız ve iletişimleri iyi olduğu için kendilerini önerebiliriz. Buradan konumlarını görebilir, rentalcars üzerinden yapacağınız rezervasyonlarda firmayı Autounion adıyla bulabilirsiniz. 3 gün için araca ödediğimiz ücret ise 10 Bin TL. Fiyat bilgilerinin 2024 Eylül olduğunu hatırlatarak devam ediyorum.

SAKIZ’DA KAÇ GÜN KALINIR, NE ZAMAN GİDİLİR?

Gittiğim yerlerde en çok zorlandığım konulardan biri, “kaç gün kalmalı” gibi son derece kişisel olan sorulara yanıt vermek oluyor. Aslında bu, tatilden ne beklediğinizle doğrudan alakalı olarak değişir. Ben, bir yeri “görmüş olmak için” değil, gerçekten “orada bulunmuş, yaşamış” hissini alacak kadar minimum süre ayırmayı tercih ediyorum. Bu nedenle Sakız’da tadı damakta kalacak bir deniz tatili için 4 gün ayırmanızı öneririm.

Ne zaman gidilmeli? sorusuna cevabım ise Türkiye’nin yoğun tatil ve yaz sezonları dışında herhangi bir zaman olurdu. “Gittik, çok Türk vardı” gibi bir bakış açısından ziyade, bu dönemlerde feribot ve vize işlemlerinin uzaması, adada insan yoğunluğunun artması, plaj ve mekanlarda kalabalığın maksimum seviyelere ulaşması gibi durumlardan sebep bunu söylüyorum. Yaz aylarında Türkiye’de nasıl kalabalıktan kaçmak için sezon başı veya sonunu tercih ediyorsak, burada da aynı mantık geçerli aslında. Bence Sakız’a gitmek için en ideal zaman haziran ve eylül ayları. Mayıs ve ekim ayları ise biraz daha serin olabileceği için denize girmek zor olabilir, üstelik sezon mayıs ayında açılmamış ya da ekimde kapanmış da olabilir. Bundan sebep de gitmek istediğiniz bazı plaj veya mekanlar kapalı olabilir. O yüzden gitmeden güncel bilgilere göz atmakta fayda var. Temmuz ve ağustos ise herkesin tatile çıktığı yüksek sezon dönemi; bu dönemi, sakin bir deneyim arayanlara önermem. Fakat bu dönemlerde seyahat etmesi gereken kişilere de Türkiye’deki fiyatları düşünerek önerebilirim.

Sakız’ı daha sakin bir dönemde yaşamak en güzeli; fakat hangi dönem size uygunsa, sizin için en iyi dönem de odur. Yani dediğim gibi ne zaman gidilmeli sorusunun cevabı tamamen sizin şartlarınızla birlikte değişkenlik gösterir.

SAKIZ’DA NEREDE KONAKLADIK?

Bu seyahati köpeğimiz Winnie ile birlikte planladığımız için en önemli kriterimiz pet friendly bir otel bulmak ve bu otelin de O’nun rahat edebileceğine emin olduğumuz bir düzende olmasıydı. Endotera Chios Apartment bizim için bu koşullara öyle güzel uydu ki başka bir yere bakmadık.

Sakız adasının merkezinde, oldtown yani eski şehir merkezinin içinde bir apartman burası. Birçok yemek yerine yakın olması, tarihi merkezin odağında olması en güzel kısımlarından biriydi. Tekneden indikten sonra yürüyerek ulaşabilecek noktada olması da konfor sağladı. Birkaç odası bulunan butik bir apartmanda avluya açılan mutfaklı bir deluxe dairede konakladık biz. Evin bulunduğu sokağa girmeden adanın popüler fırınından kahvaltılık sıcak ürünler alıp, mutfağı kullanarak kahvaltı hazırlamak da harika oldu. Çünkü bence kahvaltı açısından bizi tatmin edecek mekanları yok, bu nedenle hızlıca evde bir kahvaltı yapıp çıkmak iyi tercih oldu. 1 gün de otelin kahvaltısını denedik ve ondan da memnun kaldık. Size de değişiklik olması için öneririm.

Evin minimal, konforlu tasarımı, toprak tonlarında dizaynı sayesinde taş ev ruhuna ve hayal ettiğim Yunan konseptine uygun olmasını çok sevdim. Her gün yenilenen kahve kapsülünden profesyonel ütüye kadar her şeyin düşünülmüş olması da çok iyiydi. Ama en güzel kısmı yemek sonrası eve döndüğümüzde evimizin avlusunda keyif yapmaktı. Rezervasyon yapmak ya da incelemek isterseniz buraya bakabilirsiniz.

SAKIZ’DA İNTERNET KULLANIMINIZ İÇİN ÖNERİM: E-SİM UYGULAMASI

Ben yurtdışı seyahatlerimde internet sorunu yaşamamak için e-sim uygulaması olan Airalo’yu kullanıyorum. Herhangi bir iş birliğimin olmadığı tamamen hayatımı kolaylaştırmasından sebep sizinle paylaştığım bir uygulama olduğunu da eklemek isterim.

Airalo telefonunuza indirdiğiniz bir uygulama üzerinden aldığınız bir elektronik sim kartı aslında. 200’den fazla şehirde kullanılabiliyor. Yunanistan’da da geçerli tabii. Uygulama içerisinde 1 GB, 5 GB gibi farklı boyutlarda interneti satın alabiliyorsunuz. Satın alma işleminden sonra telefonunuza kurulumunu yapmanız gerekiyor. Bu kurulum da oldukça basit şekilde uygulamada anlatılıyor. Kolayca erişmeniz için buraya detaylı video ve anlatım linkini bırakıyorum.

Bu e-sim sayesinde havaalanında uçaktan iner inmez uygulamayı aktif hale getirip interneti artık buradan kullanmaya başlıyorum. Otele ulaşırken internet bulmaya çalışmak, gittiğim yerlerde internet için bir hat vs aramak gerçekten can sıkıcı oluyordu onu çözmüş oldu. Zaten bu e-sim uygulaması o ülkedeki, şehirdeki internet hizmetlerinden faydalanıp en iyi olanları sunuyor. Bir de diğer iyi yanı şu, kendi numaramı kullanmaya devam ederek internetten faydalanıyorum. Biliyorsunuz bazı yerlerde hat almanız falan gerekiyor ki cidden uğraşılması zor ve karışık bir durum. Airalo’yu bir kere kurmanız yeterli bu arada, sonraki seyahatler alışıyorsunuz ve ekstra kolaylaşıyor süreç.

Son olarak eğer airalo uygulamasını kullanmaya başlayacaksanız buradaki link üzerinden telefonunuza indirebilirsiniz. Kaydolurken ve ödeme adımında BURCU3227 kodunu kullanırsanız hem siz hem de ben 3 $ kazanıyoruz. Bu uygulamayı indiren herkese tanımlanan bir kod. Siz kaydolduktan sonra size de tanımlanacak siz de arkadaşlarınızla dilerseniz kendi kodunuzu paylaşabilir ve tavsiye ödülü alabilirsiniz. Eğer benim tavsiye kodumu kullanarak kaydolursan da şimdiden çok teşekkür ederim!

SAKIZ’DA GEZİLECEK YERLER

Sakız merkezde ve çevresinde rotanıza dahil olabilecek gezilecek yerleri de sizin için derledim. Konaklama gününüze göre planınıza alırsınız ama önerdiğim plajlara ya da yemek yerlerine gidecek olursanız zaten çoğu yolunuzun üzerinde olacak, karar size kalmış.

Sakız Kalesi: Sakız Adası’nın tarihi merkezinde yer alan Sakız Kalesi, Osmanlı ve Cenevizlilerin izlerini taşıyan duvarlarıyla geçmişe yolculuk yapmanızı sağlayacak bir kapı gibi halen ayakta. Belediye binasına doğru ilerlerken görebileceğiniz şehir surları ve Osmanlı döneminden kalma kalıntılar, adanın tarihini geçmişine göz kırpar halde. Yüksek ve kalın taş duvarları ile eski şehir merkezini hissetmek için bu kaleyi görmelisiniz.

Osmanlı Hamamı: Osmanlı dönemine ait bu hamam, günümüzde müze olarak ziyarete açık. Tarihi dokuya sahip bu yapıyı salı günleri hariç her gün 08:30-15:30 saatleri arasında ücretsiz gezebilirsiniz. Osmanlı hamamının içindeki otantik detayları incelemeden adadan ayrılmayın derim.

Saint Isidore Şapeli, Sykiada: Kayalıkların üzerine konumlanmış, denize bakan bu küçük şapel adanın en ikonik noktalarından biri. Fotoğraflarda görkemli görünse de aslında oldukça mütevazı (yazar burada aaa şok minicikmiş burası demek istiyor) bir yapısı var. Şapelin karşısındaki plajda yüzmek ise buraya artı bonus vermemi sağladı doğrusu. Gelin de bir ikonik Sakız adası hatıra fotosu çektirin, klişe ama olsun hihii.

Bizans Müzesi: Eski bir caminin kiliseye dönüştürüldüğü bir müze burası. Tarihi eserler, Bizans dönemine ait bilgiler ve mimari detaylarla dolu bu müzeyi gezmek ücretli. Biz dışarıdan camii avlusunu ve yapıyı görüp yolumuza devam ettik. Sakız merkezine yürüme mesafesinde olan bu müzeyi de listenize alabilirsiniz.

Citrus Müzesi: Sakız merkeze araçla yaklaşık 15 dakika uzaklıkta yer alan bu narenciye müzesi, 3€ karşılığında gezebilirsiniz Müze daha çok metin odaklı, narenciye tarımının önemine dair bilgiler içerdiğinden benim ilgimi çekmedi doğrusu. Müze binasının güzelliği, narenciye ağaçlarıyla dolu bahçesi ise görülmeye değerdi. Müzenin bahçesinde bir de özel kafe işletmesi var, biz de gelmişken kahve durağı yaptık burayı. Ayrıca müzenin dükkanını da gezebilir, kendi yaptıkları reçelleri ya da hediyelikleri alabilirsiniz. Adanın genelini gördükten sonra fark ettik ki buradaki seçenekler oldukça iyiymiş, siz değerlendirin.

Damla Sakızı Müzesi: Damla sakızı ağaçlarıyla çevrili bahçesi ve içeride sunduğu kapsamlı bilgiyle bu müze, Sakız Adası’nın olmazsa olmazlarından. Damla sakızının üretim süreci, kullanım alanları ve kültürel değeri gibi konular ilginizi çekiyorsa müzeyi ziyaret etmek oldukça keyifli olacaktır. Biz kapanış saatine yakın bir zamanda geldiğimiz için yalnızca bahçesini gezebildik; dolayısıyla erken saatlerde gitmek faydalı olabilir. Burada da yine oldukça kapsamlı ve güzel bir müze dükkanı var, alışveriş için iyi bir seçenek tüyosu bırakıyorum size yine.

Biliyorum ki çoğumuz buraya deniz tatili için geldik ama rotamıza ufak gezi noktaları eklemek seyahati daha çok yönlü hale getiriyor ve bunu seviyorum.

SAKIZ’DA GEZİLECEK KÖYLER

Sakız oldukça büyük bir ada demiştim en başta, işte bu büyüklük de birçok köy yerleşiminin olmasını sağlamış. Tüm köyleri gezmek elbette mümkün değil ama birkaç tanesini planımıza alıp ziyaret ettik.

Pyrgi: “xysta” adı verdikleri teknikle binaların üzerinde uyguladıkları geometrik şekiller sayesinde hem bu kadar popüler hem de Unesco tarafından koruma altında olmayı başarmışlar. Binaları, balkonların altına dahi çizilmiş bu şekilleri inceleye inceleye tüm köyü gezmek, fotoğraf çekmek en fazla 1 saatinizi alacaktır. Merkezden 30 dakikalık araç mesafesinde bulunan bu köyü görmenizi çok isterim.

Mesta: Burası da labirentli sokakları, taş binalarıyla tam bir orta çağ kasabası. Burayı gezmesi Pyrgi’ye göre daha da az sürebilir. Bu köyde kahve molası vermeye karar verdik ve anlık bir gözlemle iyi olduğunu düşünüp oturduğumuz Monastiriakon adındaki kafeyi neyse ki çok sevdik, öneririm. Portakallı revaniyi andıran tatlısı ve kahveleri lezizdi. Merkezden 45 dakikalık mesafede görüp vazgeçmeyin buradan, hem plaj yolunuzun üstünde olacak uğrayın mutlaka.

Lagada: Diğer 2 köyün aksine burası bir sahil kasabası ve ada merkezinin kuzeyinde kalıyor. Haliyle deniz kenarında geçimi balıkçılık olan minik bir kasaba burası hatta öyle küçük ki gezmesi 15-20 dakika diyebilirim. Köye doğru inerken manzaranın güzelliğini kaçırmayın derim. Çoğunlukla akşam yemeği için önerilen O Passas bu köyde, yemek için gelirseniz öncesine kısa bi gezinti vakti ayırabilirsiniz. Merkezden araçla 25 dakikada buradasınız.

Aklımda olan diğer köylerden Armolia ve Olimpi için vakit bulamadık, vaktiniz olursa sizin rotanızda olsun. Bunlar benim önerilerim tabii, elbette yolunuzu düşürdüğünüz her köy doğal güzelliği, dokusuyla mutlu edicektir hangisine gidebiliyorsanız orayı keşfedin. Önemli olan kendi seyahat zevkinize uygun noktaları birleştirmek 🙂

SAKIZ YEME İÇME ÖNERİLERİ

Sakız adasında deneyimlediğim yeme içme önerilerini burada anlatıyorum.

Deniz kenarında akşam yemeği: Pantoukios

Pantoukios köyünün adını taşıyan bu taverna, deniz manzaralı masaları ve geniş gruplara uygun alanlarıyla öne çıkıyor. Yunan tavernası olduğu için tabii deniz ürünleri ağırlıklı bir menüsü var. Özellikle ızgara ahtapot* ve kalamar* gibi seçenekleriyle oldukça popüler. Biz deneyip sevdik ve yanına peynir topları*, kabak ve patlıcan kızartma, Yunan salatası ve dolma* gibi ekledik. Dolma inanılmaz güzeldi, kesin kesin ekliyorsunuz, gerisi damak tadınıza göre şekillensin.

Gün batımında akşam yemeği: To Asteri

Gün batımında yemek keyfi yapmak isteyenler için Sakız Adası’nın en sevilen mekanlarından biri: To Asteri desem asla yanılmış olmam. Huzurlu ortamı ve lezzetli yemekleriyle öne çıkan To Asteri’de peynirli börek, mücver*, tzatziki, Yunan salatası*, köz patlıcan* ve kuzu pirzola denedik; köz patlıcan favorimizdi mutlaka deneyin. Köftesi de popülermiş, aklınızda olsun. Biz yemeğin yanına uzo tercih ettik ama housewine şarapları da iyi eşlikçi olur. Rezervasyonsuz asla gitmeyin bu arada, 30 dakika yol yapıp oturamadan geri dönmenizi hiç istemem. Gün batımından 30 dakika-1 saat öncesinde orada olmanızı öneririm, yemek yerken günü batırmak güzeldi.

Sadece merkezde olacağım diyenler için de önerilerimi şöyle listeliyorum:

Tarihi merkezde akşam yemeği: Apeiron: Eski şehir merkezinin ortasında kale içindeki bu mekan aslında bir meydanda bulunuyor. Birden çok mekanın kendilerine ait masalarıyla ortak bir alanda toplanınca hayalimdeki Yunan ortamı sağlanmış oldu. Biz de gerekeni yapıp uzomuzu açtık ve yanına Greek salad, tzatziki*, fried potatoes, grilled smoked octupus*, pastrami pie* söyledik. Yediğimiz her şey leziz ve oldukça büyük porsiyonlardaydı.

Deniz kenarı-msı akşam yemeği: i gonia: Merkezde deniz kenarında yemek yemek istediğinizde hayal ettiğiniz gibi denizin yanında bir restoran maalesef yok. Mekanlar ve deniz arasına giren bir ana yol var, bunu bilerek tercih edin diye uyararak başlıyım. Mekanda yediklerimiz ise lezzetli ama ortalama düzeydeydi. Domates marmelatlı mastelo peyniri*, cacık, greek salad, kadayıf sarılmış karides, kalamar* tercih ettik.

Fırın & pastane: Perris: Adada hızlı bi kahvaltı için ya da pastane ürünleri almak için bu fırına gelebilirsiniz. Zaten daha iyi bir seçenek de yok diyebilirim hatta herkesin favorisi olan köşedeki fırın tam! Konaklamamıza çok yakın olduğu için biz kahvaltılarımıza buradan bir şeyler ekledik. Paket alıp eve bile getirdiğimiz Paskalya çöreği favorimiz, diğer ürünleri gayet iyi.

İyi kahve: Mycafe2: Burası bence adanın en güzel kahvesine sahip mekanı. Diğer mekanları bilmeden bunu söylemem normalde ama burada Yunanistan’ın sevilen ve çok iyi kahvesi Taf Coffee servis ediliyor. Diğer mekanlarda yok, dolayısıyla en iyisi iddiama devam ediyorum; freddo cappucino ve freddo espresso içiyoruz Yunan’a gelince ve seviyoruz, aklınızda olsun. Mekanın muhteşem deniz manzaralı üst katını es geçmeyin, üstelik üst katta sizi lokal ürünlerin satıldığı bir alan karşılayacak.

Dondurma: Kronos: Adanın tek dondurmacısı olabilir mi? Olabilir valla. Kronos, Eski şehir merkezine yürüme mesafesinde alışveriş caddesi üzerinde. Buraya gitmeseniz de gittiğiniz diğer mekanlarda eminim dondurmalarına denk gelirsiniz, tatlı üzerinde ya da tek başına de nefis. Malum ada sakız cenneti olunca sakızlı dondurmasını denedik ve sevdik.

Akşam yemeği için Vradipus, O Passas, Roussiko, To Kechimbari da listemizdeydi, deneyimlemedim ama dilerseniz inceleyin diye sizinle paylaşmak istedim.

Biz tüm restoranlar için instagram dm üzerinden iletişime geçip rezervasyon yaptırarak gittik. Fakat bu seçenekle dönüş alamazsanız konaklayacağınız yerden aramalarını rica edebilirsiniz. Hem Sakız hem Samos adasında konaklamalarımızda çok destek oldular, yardımsever ve tatlı bir iletişimde oluyorlar aklınızda olsun.

Akşam yemeklerini geç yemeğe (20.00 sonrası) çok meyilli oldukları için erken saatlerde rezervasyonunuz olmasa da şansınızı deneyebilirsiniz fakat mekanların açılış saatlerine dikkat edin ve tabii ki önerim rezervasyonlu hareket etmeniz olur. Özellikle yaz dönemlerinde risk almayın. Her halükarda adada iyi yemekler yiyeceğinize inanıyorum, tadını çıkarın.

SAKIZ PLAJ ÖNERİLERİ

Sakız adasının merkezini odak aldığımızda güneyinde ve kuzeyinde kalan plajları ayrı ayrı anlatmak istedim. Böylece rotanızı oluştururken referans alırsınız.

Sakız’ın kuzeyinde kalan plajlarla başlayalım.

Glaroi Beach: Burası bizim günün büyük kısmını geçirmeyi umarak geldiğimiz ve herkesin de çok beğendiği plajlardan biriydi. Denizin rengi ve suyun berraklığı müthiş ama gittiğimiz gün koy öyle rüzgarlıydı ki uzun süre kalmak mümkün olmadı. 5€ karşılığında şezlong kullanımı sunan bir işletme (Glaroi Beach Bar) vardı. Çoğu içerikte 40€ gibi tutarlar görmüştüm ama böyle bir durumla karşılaşmadık, yaz döneminde fiyat politikası değişiyor olabilir. Dilerseniz ağaç gölgesinde havlunuzu serip plajı ücretsiz de kullanabilirsiniz ama bu alanın çok geniş olmadığını bilerek oldukça erken gitmenizi öneririm.

Agios Isidoros: Buraya aslında şapeli görmek için gelmiştik ama karşısında bulunan plajın dinginliği ve rüzgarsız oluşu burada neredeyse gün boyu durmamıza vesile oldu. Plajda bulunan özel tesis Oz Bay’ı seçtik. Eylül döneminde dahi boş şezlong beklemek zorunda kaldığımızı söylemeliyim. Denizi taşlık epey ama iskele olması girişi kolaylaştırdı burada. Minimum 10€’luk yeme içme harcaması yaparak şezlong şemsiye kullanabiliyorsunuz. Club sandviç 2 bira 2 kahve alarak bu tutarı sağladık zaten, fiyatları Yunan için pahalı bizim için normaldi.

Tabi bu bölgede denize girilecek yerler bu kadarla sınırlı değil, yol üstü küçük koylar ya da merdivenle denize giriş yerleri de bulunuyor. Bölge halkı daha çok tercih ettiği & bildiği için daha az yoğun olabilir. Bahsettiğim 2 plaj için de özel tesislerin sosyal medya hesaplarından iletişime geçerek bilgi alabilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Sakız merkezinin güneyinde kalan plajlara da bakalım:

Agia Dynami: Burası benim için Sakız’ın favorisi. Daha yukarıdan gördüğünüz anda mavinin bin bir tonuyla sizi etkisi altına alıp, yakınlaştıkça berrak deniziyle büyüleyeceğine eminim. Koyda hiçbir işletme olmadığını bilerek hazırlıklı gelmelisiniz. Ağaç gölgelerine havlunuzu serip oturabilirsiniz. Yoğun yaz dönemlerinde erken gitmenizi öneririm.

Mavra Volia: Şüphesiz girdiğim en farklı denizdi. Volkanik patlama sonucu siyah kocaman taşlarla oluşan plajı oldukça büyüleyici bi görüntüye sahip. Denizin içinde de siyah taşların uçsuz bucaksız oluşu açıkçası biraz ürpertici diyebilirim. Deniz müthiş berrak ve güzel. Biz gittiğimizde sezondan sebep işletme kapalıydı ama bir büfe var en azından gibi düşünebilirsiniz.

Agia Fotini: Denizin rengiyle ortamın sakinliğiyle oturmayı çok istediğimiz fakat inanılmaz rüzgar sebebiyle imkan bulamadığımız bu plajı siz değerlendirin isterim. Güzel bir işletme, berrak bir deniz merkezden araçla yaklaşık 20 dakika uzaklıkta olmasıyla da cazip.

Karfas: Açıkçası Agia Dynami plajında bir gün geçirme niyetiyle yola çıkıp dalgalı deniz sebebiyle en yakınındaki Karfas’a yol almıştık. İlk tercihimiz olmamasının sebebi de sığ bir denizi olmasıydı. Bunun yanı sıra müthiş bir kumsalı ve kumsala rağmen berrak bir denizi var. Biraz açılıp yüzmeli, şezlonga uzanıp dinlenmeli bir gün sağladı bize burası. Vanilla Cafe’nin şezlonglarını yeme içme karşılığı ücretsiz kullanabilirsiniz.

Denizin dalgası, plajın kalabalık olması gibi kriterler sebebiyle sizler de farklı tercihler yapmak zorunda kalabilirsiniz. Keyfiniz kaçmasın adada hep güzel ve temiz kıyılar bulacağınıza eminim. Tabi siz yine de yoğun dönemlerde sabah olabildiğince erken gitmeye çalışın.

Sakız adası’nda 4 gece konaklamalı bir seyahatin deneyimlerini sizinle paylaşmış oldum. Seyahat odağınıza, tatil anlayışınıza göre önerilerimi değerlendirip sizinle uyumlanan yerleri seçerseniz nefis birkaç gün geçireceğinize eminim.

Yunan adası seyahatlerimden bir diğeri Samos için hazırladığım gezi rehberime de buradan erişebilirsiniz.

Bu rotadaki mekanlar

Bu rotadnın haritası