Kahvaltıda olması gereken her şeyin olduğu bir masa. Hayal masası resmen. Müthiş bir ezine peyniri, yanına lezzetli ve dolgun zeytinler, yetmemiş üzerine gezdirilmiş zeytinyağı. Yanına hayatımda yediğim en iyi kaymak, çok lezzetli balın içine düşmüş. Ortaya da sahanda göz yumurta. Bitti, kahvaltı bu işte.
Öyle güzeldi ki o günden beri bu kahvaltıyı hatırlayıp canımız çekiyor. Çok yoğun bi üretim süreci olduğu için kahvaltıyı sürekli servis edemiyorlar. Ama giderseniz erkenden şansınız yüksek oldu ki şansınız yaver gitmedi bu ürünlerin hepsini satın alabilir, evinizde kendi sofranızı kurabilirsiniz.
Bunun dışında elbette sütlü tatlılarıyla ünlü bir yer burası. Muhallebisi çok güzel ama biz kazandibine düşkünüz ve buranın en meşhuru bizce kazandibi. Sabah henüz yapılmıştı ve soğumasını beklememiz gerekiyordu. Vazgeçip yola devam etmedik elbette. Kazandibini ayırmalarını rica edip dükkandan çıktık. Akşam üzeri kazandibi yemek için tekrar mekana döndük ve özlediğimiz tatla kavuştuk.
Üç kuşaktır bu işi yapan bir dükkanda, eski şarkıların çaldığı sakin bir ortam yaratmış Yunus Türkücü. Mutfakta bizzat kendi yapıyor kazandibini, tavuk göğsünü. Müthiş bir emek. Manda sütü ve sübye kullanarak, sütlü tatlılardaki geleneği devam ettiriyorlar. Geçerken uğrayın durağı değil de, direkt buraya gitmek için yola çıkın mekanı burası. 1952’den beri.
Listenize alıp gitmeniz çok tavsiye, o yüzden mutlaka kaydetmeli, eşi dostu alıp gitmeli!





