Lokanta 1741, Cağaloğlu Hamamı içindeki bir restoran. Çok havalı değil mi ya sen git 300 yıllık tarih ve kültür dolu binada konumlan. Mis.
Binaya girdiğinizde restoran bölümü için ayrılan alana geçiyorsunuz. Kapalı alanı ve bahçe bölümü bulunuyor. Kapalı alan daha koyu tonlarda bi dekora sahip fakat asla boğucu hissettirmiyor. Daha resmi bi havası var diyebilirim, bana öyle geldi. Bahçe kısmı ise daha açık tonlarda, havanın güzel olduğu bi güne denk gelince ekstra ışıltılı geldi tabi. Ben gidenlere bu bölümü tercih etmelerini öneririm. Tercih meselesi tabi. İç ve dış mekanda da bulunan şömine mekana bütünlük ve ayni duyguda buluşma hissi vermiş.
Yemek konusuna gelelim. Öğlen ve akşam menüsünün farklı içerikte olması ilk bilmeniz gereken kısım iki menüde de aslında meze, pide ve kebap bulunuyor. Öğlen menüsünde kebap yoğunluğu fazla, akşam menüsünde biraz daha ana yemekler dahil oluyor. Fakat arada müthiş bir fiyat farkı var. Öğlen menüsünde 112 TL olan bir pide, akşam menüsünde 192 TL. Sanırım bu bilgi birçok şeyi açıklar. Bu nedenle öğlen menüsünü denemek için gittik. Trabzon peynirli ve yumurtali hazırlanan Haçapuri pide, humus ve muhammara ilk olarak masaya geldi. Daha sonra kebap menüsünden yeşil limon marinadlı yeşil kara ve süt kuzu ciğer tercih ettik. Masada en beğendiğim şey humus, sonra yeşil kara kod adlı kebap oldu. Pide ve muhammara güzel, ciğer ise benim için çok keyifli yediğim bir seçenek olmadı. Neyse ki masadaki beyler ziyan etmedi.
Mekanı deneyimlemek istediğimiz için gittik biz. Yemekler kötü denemez ama standart. Bahçe tam keyif yapmanın adresi. Çalışanlar ilgili fakat biraz daha bilgili ve yönlendirici olmalarını beklerdim.
Yine de buraya 1 kez olsun gidilmeli diyorum. Bu fikrim baki. Bir özel gün olur, kutlama olur, ilk date mekanı neresi olsun diye bakılır ya işte burası oraya öneri mesela. Yani illa bir gün gidilmek istenir, kaydedilmesi tavsiye. İhtiyaç durumunda hemen akla gelmesi günü kurtarır.