Petra’nın ilk şubesi aynı zamanda da roasterysi de olan Gayrettepe’deki dükkan burası. Birçok kişinin favorisi olan bu şube benim için de Bebek şubesiyle kapışır durumda.
Buranın havası da kesinlikle bi başka. İç mekan kullanımı yoğun bir şube olsa da bunaltıcı olmasının aksine ferah bir ambiyansı var. Bunda yüksek tavan oluşu kesinlikle bir etken ama Petra’nın minimal renkler kullanması da bu etkiyi artırmış durumda bence. Ahşap yoğunlukta ama beyaz ve bitki dengesiyle de bir yaşam alanı hissi var burada. Böyle olunca da herkes rahatça ve keyifle zaman geçirir halde oluyor. Bilgisayarıyla gelip çalışandan, arkadaş grubuyla gelip yemek yiyenlere kadar farklı bir kullanım yoğunluğu var.
Petra bir kahveci olsa da menüsü birçok kafenin de ötesine sahip genişlikte. Kahvaltı, öğle ve tatlı menüsüyle her saate uygun bir içeriği var. Egg burger geç kahvaltı seçeneğinde en sevdiğim, ikonik olan şinitzeli öğlen yakalayabilirseniz mutlaka denemenizi önerdiğim. Vitrindeki mini tatlı tuzlu köşesi ve french toast gibi tatlıları da çok seviliyor. Ben bu kez french toast ve kahveyle öğle kahve molası vermiştim. Hafif acıkmış ve canınız da tatlı istiyorsa tercih edebilirsiniz. Sanıyorum kış menüsünde oluyor bu o yüzden yaz menüsünden öneride bulunacağım; ballı ve hurmalı pancake ile cold brew tiramisu bence.
Buralarda programınız varsa mutlaka gün içinde zaman ayırıp bu şubeye gelin derim. Çok güzel bi mola olacağına eminim. Eğer hiç gitmediyseniz de bu şubeyi ziyaret etmenizi öneririm. Diğer Petra’lardan daha geniş bir lokal marka satış alanı da olduğunu hatırlatıp gidiyorum.



