Assos
İstanbul’a yakın olduğu için nasılsa oraya gideriz diye öteleyip durduğum, gidince de doyamayıp tekrar gitme planı yaptığım Assos’tayım sonunda! Kuzey Ege’nin o sakin ve kendini evde hissettiren enerjisi, Kaz Dağları’nın muhteşem havası, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle Assos bizi mest etti. Size de aynı hissettireceğine eminim. O yüzden detayları hemen paylaşmak istiyorum ki siz de bir an önce planlarınızı yapıp Assos’la tanışın!
Antik Çağ’daki Assos ismiyle anmaya alışık olsak da burası aslında Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesinin Behramkale Köyü. Ayvacık’ın güneyinde kalan Küçükkuyu ve kuzeyinde kalan Babakale arasındaki bölge Assos olarak anılıyor.
Assos seyahatinizi daha pratik hale getirmek için her zaman olduğu gibi Rotabu haritam sizinle.
ASSOS’A NASIL GİDİLİR?
Assos’un muhteşem denizine rağmen yoğun şekilde turistik bölge olmayışının sebeplerinden birini ulaşım konusuna bağlıyorum aslında. İstanbul’a yakın olsa da otobüsle ulaşımı bir nebze zor. Çünkü büyükşehirlerden dahi Assos’a direkt otobüs seferleri bulunmuyor. Özel otobüs firmalarının otobüsleriyle Ayvacık, Küçükkuyu ya da Altınoluk’a ulaştıktan sonra Assos’a saat başı kalkan minibüslerle ya da taksi ile ulaşım mümkün.
Çevredeki köyleri gezmek ya da yakın plajlarda denize girmek de istendiğinde özel araçla Assos’a ulaşmak en mantıklı seçenek oluyor. İstanbul’dan Osmangazi Köprüsü’nü ve İzmir ücretli otoyolunu kullanarak 5 saatte Assos’a ulaşabilirsiniz. İzmir’den geliyorsanız 3,5 saat, Ankara’dan geliyorsanız 8 saatlik bir yolculuk sonunda Assos’tasınız.
Araç parkı konusunda da sorun yaşamayacağınızı söyleyebilirim. Behramkale Köyü içinde araçla kısıtlı erişim olsa da köyün girişinde ya da yol üstü noktalarda aracınızı park edebilirsiniz. Gezdiğimiz diğer köyler ya da gittiğimiz plajlar için de yer bulma konusunda sorun yaşamadığımızı belirtebilirim.
ASSOS’TA NEREDE KONAKLANIR?
Bu sorunun cevabı bence tatilden beklentinize göre değişiyor. Eğer gününüzün büyük çoğunluğunu denizde geçirmeyi istediğiniz bir tatil planlıyorsanız Kadırga Koyu’na yakın olmanızı öneririm. Tarihi dokunun yakınlarında daha merkezi bir konaklama istiyorsanız da Behramkale Köyü’nde konaklamanızı öneririm. Biz iki seçeneği de değerlendirdik ve bana sorarsanız muhteşem yerlerde konakladık.
Kadırga koyu konaklama öneri isteyenlere Costamare Assos Evleri diyorum. Burası bir tiny house yerleşimi. Bizim de ilk tiny house deneyimimiz oldu ve çok sevdik. Tiny house’ların sokak düzeninde evler gibi sıralandığı Costamare’de deluxe tiny house’da konakladık ve bizce çok yeterli büyüklükteydi. Mutfağı, banyosu, oturma alanı ve yatak odasının yanı sıra girişteki veranda, İstanbul’da balkonsuz evde oturan bize ilaç gibi geldi. Kahvaltı için peynir, zeytin, yumurta gibi birçok şeyi paketli şekilde bize verdiler. Kahvaltınızı istediğiniz düzende bu malzemelerle hazırlayabilir, yanınızda getirdiğiniz sevdiğiniz tatları da dolapta tutarak, fırın ocak kullanarak tüketebilirsiniz. Costamare Kadırga Koyu’nda yer alan bir tiny house yerleşimi olmanın yanında özel plaja ve bara da sahip. Konakladığımız için plajından ücretsiz faydalanıp sabah yüzümü denizde yıkama keyfini rahatça yaşayaasdasdasdadasdadadadadasdsadasdadadadadadadbildim. Barda da tüm günü geçirmenizi sağlayacak atıştırmalık ve içecekler bulunuyor. İşte bu yüzden gününüzün çoğunu denizde geçirmek istiyorsanız önerimdir. Unutmadan, hayvan dostu bir mekan olduğu için köpeğinizle de gelebilirsiniz ki biz öyle yaptık.
Behramkale Köyü’nde tarihi dokuda konaklamak isteyenlere Assos Nar Konak önerimdir. Antik Kent’e komşu tarihi bir konakta kalmak çok keyifliydi. Konağın avlusunda oturmak öyle güzeldi ki, burada daha fazla vakit geçirebilmek için rotamızda değişiklikler yapmak zorunda kaldık. 5 tane odası olan bu konakta arkadaşlarımla ailemle kaldığım bir plan beni çok mutlu ederdi diye düşündüm buradayken. Sizin de aklınızda bir seçenek olsun, herkesle aynı anda rezervasyon yaparak konağı kapatma fikri müthiş bence. Bu tarihi konak, ailenin büyüklerinden kalan parçalarla dekore edildiği için mimarisiyle çok örtüşen mistik ama bir yandan da modern ruha sahip. Sizi girişte hoş geldin içeceğiyle karşılayan konak, eviniz gibi hissederek geçen günlerinize ev sahibi olacak. Avlusunda limonatanızı içebilir, hamakta sallanırken kitap okuyabilir, gece yıldızları izlemek için terasındaki minderlere kurulabilirsiniz. Her sabah ev yapımı reçeller, kendi çiftliklerinden gelen domatesler, yöresel peynirlerle hazırlanan mükellef kahvaltıya da hayran olacağınıza eminim. Biz çok severek konakladık, bu yüzden size de önerimdir.
Önerdiğim iki konaklama yeri de bölgede sevilen mekanlar. Dolayısıyla Assos’ta tatil fikrini düşünmeye başladığınızda rezervasyon için aramanızı tavsiye ediyorum.
ASSOS’TA KAÇ GÜN KALINIR, NE ZAMAN GİDİLİR?
Assos genellikle 3 gecenin yeterli olduğu söylenen bir bölgeydi. Biz de bu mantıkla 3 gece konaklama yaptık ilk etapta. Fakat çok sevdiğimiz ve gitmek istediğimiz yerlere gitme fırsatı bulamadığımız için daha sonra 3 gece daha konaklamak için gittik. Ben Assos’ta çok yoğun tempoda olmadan, dinlenerek ve gezerek tatil için gerekli sürenin 5 gece olduğunu düşünüyorum. 3 gün de yeter mi, evet yeter ama hem Assos’un tadını çıkarmak hem deniz keyfi yapmak hem de konakladığım mekanların hakkını vermek istiyorum diyorsanız yetmez.
Assos’a ilk gelişimiz Haziran sonu, ikincisi ise Temmuz sonuydu. Denizin daha sıcak olduğu zamanlarda bir tatil istiyorsanız Haziran’da su oldukça soğuk, Temmuz’da idealdi. Sakin bir tatil istiyorsanız da turizmin yoğun yaşandığı Temmuz Ağustos yerine Mayıs-Haziran ya da Eylül-Ekim aylarını öneririm. Kiminle konuşsak Eylül’de burası şahane dedi. Hem konaklama fiyatlarının daha düşük olduğu hem de önerilen restoranlarda yer bulma ihtimalinin yüksek olduğu dönemler olduğu için de değerlendirilebilir.
ASSOS’TA GEZİLECEK YERLER
Assos Antik Kenti: Behramkale’nin tepe noktasında bulunan, Assos Ören Yeri olarak da anılan eski yerleşim. MÖ 6.yüzyıla kadar dayanan bir tarihi barındırıyor. O zamanlarda kent en tepeye teraslama yöntemiyle inşa edilmiş. Zirvede Athena Tapınağı ile başlayan antik kent, aşağıya doğru inildikçe Amfi Tiyatro ile sonlanıyor. Surlarla çevrili antik kentin içerisinde bulunan Athena Tapınağı ve Amfi Tiyatro aslına uygun olarak restore edilen yapılar olduğu için bence en dikkat çekici ve akılda kalanlar olacaktır. Bunun yanı sıra halkın toplanma alanı da olan Agora, mezarlık olarak kullanılan Nekrapol gibi bölümlerin de kalıntıları mevcut. Burada 1800’lerin sonunda yapılan kazı çalışmasında çıkan eser ya da kalıntıların bir kısmı Paris Louvre Müzesi’nde, bir kısmı ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Antik kent her gün 08.30 – 21.00 saatler arasında ziyarete açık. Normalde giriş ücreti 250₺. Fakat tabi ki bunu önermiyorum. Çünkü müze kart ile girilebilen bir müze. Eğer müze kartınız yoksa almanızı öneririm, böylece 350’ye yakın müzeyi 1 yıl boyunca ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Assos Ören Yeri’nin resmi web sayfasına buradan ulaşabilir, güncel bilgileri inceleyebilirsiniz.
Gün batımından yaklaşık 2 saat önce gezmeye başlamış, fotoğraflama molalarıyla birlikte 1-1 buçuk saatte gezmiştik. Ardından da akşam yemeğine! Size de günü planlarken fikir olsun.
Behramkale Köyü: Antik kent surları içinde kalan, Osmanlı döneminde kurulmuş eski bir köy burası. Assos Antik Kenti’ne giden yol Behramkale Köyü’nden geçiyor. Antik şehir en tepeye kurulunca, Behramkale de Antik Kent ile Antik Liman arasına yerleşivermiş. Az katlı taş yapılarla çevrili bu köy aynı zamanda “kentsel arkeolojik sit alanı” olmasıyla da önem taşıyor. Yani bu alan içerisinde yeni bir yapı yapılamaz, taş işçiliğinin örneklerine zarar verilemez, mecburi restorasyonlara izin verilebilir. Dolayısıyla tarihi dokunun korunduğu bir köyde yürüdüğünüzün farkında olarak etrafı incelemenizi öneririm. Unutmadan, köy halkının zeytin, zeytinyağı, kekik gibi yöresel ürünleri sattığı tezgahlarla dolu sokaklara hazır olun. Tezgahlardaki çin malı hediyelik ürünler yerine yöresel ürünleri satın almanızı önermeden de geçemem.
Assos Antik Liman: Antik limanın yerleşim bölümü o kadar küçük ki aslında birkaç dar taş sokaktan ibaret diyebilirim. Liman boyunca dizilen oteller ve onların restoran bölümleri, bölgenin popüler dondurmacıları ve hediyelik eşyacılarıyla biraz hareketlenmiş. Ama bence Assos Antik Liman’da asıl güzel olan balıkçı teknelerine doğru yürüyüp limana karşıdan bakmak. İşte o zaman yemyeşil kayalar, limanda gezinen balıkçı tekneleriyle görsel şölene dönüyor.
Tabi değinmeden geçemem burası da bir sit alanı. Dolayısıyla doğasının ve mimarisinin korunması, siluetin bozulmaması şart. Fakat, o yukarıdan bahsettiğim yemyeşil kayalarla ilgili biraz hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Çünkü sağınızda kalan alan tamamen doğal, el değmemişken; solunuzda kalan alandaki “ıslah çalışması”nın tüm bu korumaya ne denli uzak olduğunu göreceksiniz. Durdurma kararı çıkmış olsa da bunun için epey geç kalınmış. Ayrıca bazı otellerin tabelaları da bir şehir plancısı olarak söyleyebilirim ki sit alanı içerisindeki tabela kurallarına uygun olmayıp ahengi bozacak düzeyde devasa. Tüm bunları es geçip derin nefes alıp güzel kısımlara odaklanmanızı önermek en iyisi olur sanırım.
Hüdavendigar Camii: Behramkale Köyü içerisinde kalan bu camii, Osmanlı sultanı I. Murat Hüdavendigar tarafından 14. yüzyılda yaptırılmış. Antik Kent’in girmeden giriş kapısının önünden sola doğru yürüdüğünüzde karşınıza çıkacak. Antik Kenti gezmeden uğramanızı önerebilirim.
Bu tarihi yerleri gezmek için şu sıralamayla aşağıdan yukarıya doğru gidebilirsiniz: Behramkale Köyü > Hüdavendigar Camii > Antik Kent. Antik Limanı da başka bir akşam üstüne bırakmanızı öneririm, gün batımını izlemek keyifli olacaktır.
ASSOS ÇEVRESİNDE GEZİLECEK KÖYLER
Adatepe: Assos’a en uzak köy olmasına rağmen vaktiniz varsa gezmenizi en çok önerdiğim köy olabilir. Birkaç yıl önce Balıkesir’de aile ziyareti yaparken sık sık bu köye gelmiştik, o yüzden bu kez uğramadık. Fakat gittiğinizde çınar ağacının altındaki köy kahvesinde oturup karadut suyu içmenizi önerebilirim. Taneli, gerçekten karadut suyu içebileceğiniz noktalardan biri, umarım hala öyledir. Bir de Refika Cafe önerim olur, akşam üstü bir şeyler atıştırmak için tek gittiğim mekandı. Yorumları hala çok iyi, denemenizi öneririm. Manzarası da müthişti.
Adatepe Köyü, taş evlerin en iyi restore edildiği köy bence. Türk ve Rumların yıllar önce beraber yaşadığı bu köy, şimdilerde çoğunluğu İstanbul’dan göçerek eski taş evleri restore eden ve burayı tekrar canlandıran insanların evi olmuş. Bu sayede de 1989 yılından itibaren sit alanı statüsünde hatta. Behramkale’ye özel araçla 45 dakika uzaklıkta. Adatepe Zeytinyağı Müzesi ve Zeus Altarı da Adatepe’ye geldiğinizde görmenizi önerebileceğim yerler arasında.
Yeşilyurt: Türk ve Rumların birlikte yaşadığı bu köy de mübadele zamanında Türklerin Girit’ten, Rum’ların da Girit’e dönmesiyle Türklerin yaşamaya başladığı köylerden biri. Taş işçiliğiyle ön plana çıkan Yeşilyurt köyü de sit alanı içerisinde yer aldığından yeni yapılara izin yok, eski yapıların restorasyonuna izin veriliyor. Bu durum da köyde birçok otelin ortaya çıkmasına sebep olmuş. Kaz Dağları’nın eteğindeki köylerden olan Yeşilyurt, Adatepe’ye komşu ve Behramkale’ye 35 dakika uzaklıkta.
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olup Assos’a daha yakın diğer köyler; Ahmetçe, Kayalar, Sazlı, Kozlu, Büyükhüsun, Korubaşı, Bademli ve Babakale’dir. Köylerin hepsi oldukça küçük, taş evlerin yoğun olduğu, çoğunlukla yerli halkın yaşadığı yerleşimlerdir.
Asya kıtasının en batı noktası olma özelliğine sahip Babakale’de Babakale Kalesi’ni ziyaret edebilir, köyde yaşayan kadın girişimciler tarafından Kaleder Cafe’de kahvaltı ya da öğle yemeği molası verebilirsiniz. Dönerken Bademli Köyü’ne uğrayabilir, yeni açılan Bademli Cafe’de kahvenizi içebilirsiniz. Böylece Behramkale’nin batısındaki köyleri görmüş olursunuz.
Behramkale’nin doğusundaki Ahmetçe Köyü’nde Damda Ahmetçe’ye uğrayabilir, kahve içip dükkandaki seramik ve yerel ürünleri inceleyebilirsiniz. Kayalar Köyü’nü gezdiğinizde kahve ve tatlı molası için Avlu124’e, Kozlu’da ise Hayat Kozlu’ya uğramanızı öneririm. Böylece Behramkale’nin doğusundaki köyleri de gezmiş oldunuz.
YEME-İÇME ÖNERİLERİ
Geldik en sevdiğim bölüme, yalan söyleyemeyeceğim. Deniz kenarında akşam olunca kaldırılan şezlongların yerine gelen masalarıyla ortaya çıkan salaş mekanlardan, kendinizi Toscana’da hissedeceğiniz mekanlara kadar birkaç güzel mekan anlatıcam size burada. Ama baştan söyliyim, bir sürü mekanın olduğu, hangisine gidelim diye seçmekte zorlandığımız bir rota değil burası. Favori mekanlar bence iki elin parmaklarını geçmez. O yüzden önerdiğim mekanları planınızı yapar yapmaz arayıp rezervasyon yapmanızı, açık oldukları günleri saatleri kontrol etmenizi öneririm. Hadi başlayalım!
Yeni Nesil Kahveci: Bu konuda tek önerimin Behramkale’ye 30 dakikalık mesafedeki Kayalar Köyü’nde olması sizi biraz üzebilir ama gittiğinizde buna değen bir mekanda olduğunuzu anlayacağınıza da eminim. Avlu 124, bir köy kahvesinin yeni yorumlanmış hali gibi köyün en güzel yerinde kocaman bir çınar ağacı altına konumlanmış. Hem iç dekoru hem dışı çok güzel enerjili. Kahve yanına tatlı tezgahından seçimler yapmayı da unutmayın gelmişken bence. Unutmadan, kahveleri nitelikli kahvecimiz The Whirl’den, yani kafe olmuş haliyle bildiğimiz Kronotrop’tan.
Salaş Balıkçı: Gün boyunca kıyıda duran şezlonglarını akşamüzeri kaldırıp yerine masa atarlar ya hani işte benim için onlar hep salaş balıkçı. Eğer zamanınız varsa buraları gün boyu denize girme mekanı olarak da seçebilirsiniz. Böylece yiyip içtiklerinizi öder, şezlonga ücret ödemezsiniz. Öğlen kalamar, patates, salata, bira derken keyifli bir yaz masası kurarsınız. Denize girerken siparişi verir, çıktığınızda masaya geçersiniz ya hani direkt işte onun keyfi çok güzel olur. Aklınızın bir köşesinde bu hikaye kalsın ama bizim seçimimiz akşam yemek için gelmek olmuştu ki o da çok keyifliydi. Yahya’nın Yeri’ni tercih etmiş, mezeler ve popüler ürünleri güveçte fener balığıyla devam etmiştik. Mezeleri bence ortalama, balığı lezzetliydi. Böyle mekanlarda zaten balık direkt denizden kendi tuttukları balık olur, ızgara konusunda da iyi olurlar. Böyle seçimler yapmanız daha akıllıca olur, biz yapmamanız gerekene örnek göstermiş olduk ama napalım, bazen olur öyle. Bu kategoride diğer önerim ise Okan’ın Yeri olur. Bölgede yaşayanlardan daha iyi olduğu duyumunu aldım, denemesi sizde!
Odun Ateşinde Pizza: Bu kategoride iki önerim olacak, birincisi direkt Behramkale Köyü içinde, diğeri ise 30 dakikalık mesafede Cemaller Köyü’nde. İkisinin de ambiyansı ve hissi çok başka olsa da ayrı ayrı keyif veren ortamlar. Bu yüzden kesinlikle denemenizi öneririm. Behramkale Köyü içinde bulunan Assos Bohemian Cafe Restaurant kırmızı pöti kareli masalarıyla İtalyan esintili samimi bir mekan. Pizzaları bence menünün yıldızı olsa da makarna, ana yemek, salata ve tatlıları da masalarda yerini alıyor hep. Dört peynirli pizza, kuru etli pizza, pesto soslu makarna ve salatasından favorim pizzalarıydı. Paket alma seçeneği de var. Gün ortasında ya da akşam için güzel bir seçenek olacaktır burası.
Diğer önerim olan Pizza Mera ise sadece özel araçla ulaşıma uygun bir konumda, oldukça butik bir mekan. Eğer bir şeyler kutlama için mekan arıyorsanız Pizza Mera buna da oldukça uygun. Sadece cuma, cumartesi ve pazar günleri 17.30’dan sonra açık olduğunu baştan söylemeliyim. Dolayısıyla Assos tatil planınızı yaptığınızda gün kısıtından da sebep ilk rezervasyon yapmanız gereken yer olabilir. 5 çeşit pizzası, salata ve tatlısıyla menüsü oldukça sade. Simple is the best dediğimiz türden. Napoli usulü pizza sevenlerin burada çok lezzetli bir akşam geçireceğine eminim. Peynirli ve kuzu tandırlı içerikli iki çeşit pizza seçmiş ve ikisini de çok sevmiştik. İki mekanın da kendine göre artıları var, umarım deneyimleme şansı bulursunuz.
Meyhane: Behramkale’ye 30 dakika uzaklıktaki Sivrice Plajı’ndaki Etem ile Aslı meyhane kategorisinde favoriniz olacak. Eski köy kahvesinin dönüşümüyle meyhaneye dönüşen bu tek katlı yapının ağaç altındaki bahçesi ışıklar altında oturup sakin bir akşam geçirmenizi sağlayacak. Yine sadece rezervasyonla çalışan bir mekan olduğunu söylemem gerek. Masaları birbirine oldukça mesafeli bu meyhanede damak tadınıza göre yaptığınız seçimler sizi üzmez. Biz fava, etli humus, yoğurtlu biber kızartması, peynirli pancar, asma yaprağında sardalya ve peynir kavunla klasik bir sofra kurduk. Hepsi çok lezzetli, tertemiz hazırlanan tabaklardı. Kavun ve peynirin bile bölgeden olması mutlaka deneyin dememe sebep.
Ev Yemeği: Özellikle uzun tatillerde biraz daha ev yemeğine yakın tabaklar, zeytinyağlı seçenekler arıyorum. Aile işletmesi olan Assos Sunset Boutique Hotel’in restoran bölümüyle de bu sayede tanıştım. Lezzetli bi çoban salata, kremalı tavuklu makarna, anne köftesi tabağıyla lezzetli bir masa kuruldu. Her tabakta da minik minik kendilerine özel dokunuşlar görmek güzeldi. Sizin de seveceğinize eminim. Üstelik Antik Kent’in hemen çıkışında konumlandığı için burayı gezdikten sonra yemek için direkt Sunset’e geçebilir, gün batımı eşliğinde yemeğinizi yiyebilirsiniz.
PLAJ ÖNERİLERİ:
Assos her zaman soğuk deniziyle ön planda olan Kuzey Ege’nin sevilen sahil yerleşimlerinden biri. Bunu bilerek geldiğinizde denizin sizi mutlu etmeme ihtimali yok. Her zaman berrak, tertemiz bir deniz sizi bekliyor olacak. En güzel olduğu zamanlar her yerde olduğu gibi burada da sabah denizi elbette. Deniz daha dalgasız, daha sakin. Suyunun soğukluğu sabah uyku sersemi halinizi de ortadan kaldıracak tabi. Yazarken bile o hissi tekrar yaşadım, nefis! Kadırga Plajı, Antik Liman, Yeşil Liman, Koruoba Plajı, Sivrice Koyu ve Sokak Ağzı Plajı Assos çevresinde denize girebileceğiniz plajların başında geliyor. Elbette daha kuytuda koylar da vardır fakat burada yollar engebeli, telefonla ulaşımın zorlaştığı noktalar olacaktır. O yüzden önerilerimi emin olduğum yerlerle sınırlı tutmak istedim. Bunlar arasında deneyimlediğim plajlarla ilgili detayları da özetliyorum hemen!
Sivrice Plajı: Behramkale merkezden yaklaşık 30 dakikada erişiliyor. Daha sakin, sessiz bir bölge. Plajı taşlık, deniz ise taş ile başlayıp kumla karışık devam ediyor. Biz sadece yediğimizi içtiğimizi ödeyip şezlong şemsiye ücreti ödemediğimiz ve çok severek vakit geçirdiğimiz Sivrice Taşhan ‘ı bulduk burada. Size de öneririm.
Kozlu Plaj: Burada aslında Kozluyalı Glambing direkt önerim olacak. Ücretsiz giriş yapılan yerler vardır ancak biz deneyimlemedik. Kumsal giriş ve taşlık denizi olan bir plaja sahip. Sanırım diğer plajlara göre en büyük farkı biraz daha sığ olması. Kişi başı 450₺ yeme içme harcaması yaptığınızda şezlong şemsiye için ücret alınmıyor. Menüleri oldukça donanımlı olduğundan gün boyu deniz keyfi yapmayı tercih ettiğimiz bir günü burada değerlendirdik. Öyle olunca gün boyu bu limiti harcamak zor olmadı ama birkaç saat için ödemek istemezdik. Buna göre plan yaparsanız çok tadında bir gün olur.
Kadırga Plajı: Assos’un en uzun kıyılı plajı burası. Bizim favorimiz oldu. Hem giriş hem de deniz taşlık. Biz en çok Costamare Assos plaj bölümünü sevdik. Diğer önerimiz ise Assos Club Beyaz olur. İki mekan da şezlong şemsiye ücreti alıyor, yeme içme için alt limit zorunluluğu da yok. İki kişi için şezlong fiyatları bu bölgede 150-250₺ bandında.
Antik Liman: Burada denizden giriş yerine iskele üzerinden giriş olan işletmeleri var. Bu alanları da biraz sıkışık düzende planladıkları için biz sevemedik. İşletmelerin büyük çoğunluğu sesli olduğundan onu da sevemedik. Bu yüzden bu bölgede önerimiz yok ama genel fiyatlar yine iki kişi için 150-250₺ bandında.
Bölgede deniz hep taşlık olduğundan deniz ayakkabısına ihtiyaç duyabilirsiniz. Güneş tepede olunca şemsiyeli alanları tercih ettik ama birkaç koyda durup havlunuzu atıp serinleyerek ücret ödemeden de denize girebilirsiniz. Sivrice ve Kadırga buna çok müsait.
Yakın olan hep öteleniyor mu sizin için de? Birçoğumuz nasılsa İstanbul’a yakın diye – benim gibi – Assos’a henüz gelmemiş olabilir. Bu tanışmayı daha fazla geciktirmemenizi öneririm. Hatta benim gibi çok sevip tekrar plan yapmanın yollarını da arayabilirsiniz. İşte o zaman Kuzey Ege aşıkları kulübüne üye olacaksınız siz de ve “nasılsa yakın sonra giderim”ler yerine “nasılsa yakın hadi gidelim birkaç günlüğüne” demeye başlayacaksınız. Şimdiden kulübe hoşgeldiniz efendim! Benden size hoş geldiniz limonatası <3
ASSOS SEYAHATİ BOYUNCA YANIMDA OLAN ÜRÜNLER:
Assos seyahatim boyunca yanımda olan hatta bazıları bir noktada hayatımı kolaylaştıran ürünleri aşağıdaki koleksiyonda sizin için topladım. Tatil checklist’i gibi düşünün 🙂 Assos paylaşımlarımda sıklıkla görülen ve sorulan parçaları derlemiş oldum böylece. Buradan erişebilirsiniz.