Fransa’nın Alsace Bölgesi’ndeki noel pazarlarını gezme amacıyla yola çıktığımız bu seyahate İsviçre’nin şehrini de dahil ettim. Tarihi Romalılara kadar uzanan, İsviçre’nin en büyük şehri Zürih’i görmeden buradan dönersek çok yazık olurdu. Noel ışıltısı altında daha da güzelleşen şehri 1 günde gezdim ama bunu ilk tanışma olarak görüyorum. Dahası için tekrar kavuşacağımıza eminim.
Bu seyahatte Colmar ve çevresindeki birkaç köyle birlikte Alsace bölgesinin başkenti sayılan Strazburg, İsviçre’ye bağlı Basel ve Zürih şehirlerini de gezdim. Colmar tatilini planlamadan genel hatlarıyla seyahatle ilgili bilgiler verdiğim Alsace Gezi Rehberi’ni ve Strazburg, Basel, Zürih rehberlerini de incelemenizi öneririm. Eğer bu şehirlere seyahat planınız varsa okumanızı öneririm.
Zürih’in öne çıkan restoran ve kafeleri, noel pazarı noktaları, önemli ziyaret noktalarıyla dopdolu haritam yine sizinle!
ZÜRİH TARİHİ & MİMARİSİ
7.yüzyıla kadar gidip baktığımızda Zürih’in tarihinde yer alan Romalılara ulaşıyoruz. Sonraki yıllarda bağımsızlığını ilan eden Zürih İsviçre Reform hareketiyle birlikte Zürih İncili’ni yayınlayan, Otuz Yıl Savaşı ile bağımsız imparatorluk şehri statüsünü bırakarak şehrin güçlü aileleri tarafından yönetilen oligarşi sistemine geçiş yapan bir şehirdi. Fransız Devrimi’nin etkisiyle birlikte oldukça karışan şehir, İkinci Zürih Savaşı ile birlikte de Fransız hakimiyetine geçiş yaptı. 1800’lü yıllarda şehirde liberal hükümete karşı isyan eden güçler tarafından ortaya çıkan darbeyle birlikte de İsviçre hükümetine geçen Zürih, 19.yüzyıla geldiğimizde hızla büyüyerek ticaret ve ulaşım merkezi haline geldi.
Dönemin önemli şehir plancısı ve mühendisi Arnold Bürkli liderliğinde yapılan park, bahçe ve yapılaşmalar şehri bugünkü konuma getiren önemli adımlar olmuş. Böylece aslında şehir hem Romalılarla başlayan Orta Çağ ve rönesans mimarisine modern ve çekici bir şehir silueti eklemiş diyebilirim. Üçgen çatılı evlerin arasından yürürken kendinizi bir anda minik bir meydanda bulabilirsiniz. Şehir böylesine estetik gelişiminde konumunun da önemi büyük aslında. Eski şehir bölgesi Zürih Gölü’yle Limmat Nehri’nin birleştiği konumda kurulmuş. Coğrafi konumunun önemi dışında Zürih şehri aynı zamanda Zürih Kantonu’nun başkenti ve İsviçre’nin en büyük kenti olmasıyla da önemlidir.
Ekonomik yönünden de bahsetmeden olmaz, çünkü Zürih yapılan birçok ankette ve sıralamada bu yönüyle oldukça öne çıkıyor. “Dünyanın En Güçlü Şehirleri”, “Yaşam Kalitesi Açısından En Yaşanabilir Şehirler” gibi listelerde adı hep en üst sıralarda olan Zürih, dünyanın en büyük altın ticaret merkezidir. Çok sayıda yabancı bankanın merkezinin burada olması da İsviçre Borsası’nı giderek önemli bir konuma taşımıştır. Ülkenin refah düzeyi oldukça yüksek olduğunda şehirde çoğu şeyin bizler için pahalı kaldığını da söylemek zorundayım. Çoğu Avrupa hatta Kuzey Avrupa şehrinden bile yüksek fiyatların hakim olduğu bir hizmet ve konaklama sektörü olduğundan burada seyahati kısa tutmak ekonomik açıdan mantıklı olacaktır.
ZÜRİH NEREDE? ZÜRİH’E NASIL GİDİLİR?
Zürih Gölü’nün kuzey kıyısında konumlanan Zürih Alp dağlarına 25 kilometre mesafede yer alır. 91 kilometrekarelik alana yayılan şehrin 4 kilometrekarelik bölümünü de Zürih Gölü kaplıyor. Eski şehrin kurulduğu Alstadt bölgesi Limmat Nehri ve Zürih Gölü’nün birleştiği o muhteşem konumda ve kuzeyinden batısına tepelerle çevrili bir alanda. Şehrin tarihi merkezi Lindenhof ise, Limmat nehrinin doğusunda yer alıyor. Hem Zürih Gölü hem de Alplerin varlığı bu bölgeyi panoramik açıdan oldukça besliyor diyebilirim.
Zürih’e ulaşmak için İstanbul’dan 3 saat süren bir uçak yolculuğu yaparak Zürih Havalimanı’na iniş yapmalısınız. Havalimanından kalkan trenle 15 dakikada şehir merkezinde oluyorsunuz. Bir diğer seçenek ise Basel’de bulunan EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg Havalimanı’na inmek olacaktır. Bu havalimanı Zürih’e 1 saat 10 dakikalık sürüş mesafesinde yer alıyor. Eğer toplu taşıma ile ulaşmak isterseniz trenle 1 saat 30 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekir. Biz seyahatimizin merkezini Basel olarak belirlediğimiz için EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg Havalimanı’na iniş yapmıştık. Konakladığımız Basel’den Zürih’e ise Alsace seyahatimiz için kiraladığımız araç ile yolculuk yaparak ulaşmıştık. Hangi ulaşım şeklini seçerseniz seçin yemyeşil manzara sayesinde yolculuğunuz harika geçecek.
ZÜRİH CARD – TRAVEL PASS
Özellikle şehirde uzun süre kalacakların değerlendirmesini önerdiğim Zürih Kart’ı anlatmak istedim. Şehir seyahat kartı gibi de düşünebileceğiniz ama bunun yanında farklı imkanlar da sunan bir kart. 24 saat veya 72 saat boyunca kullanım seçeneği bulunan “Zürih Travel Pass” ile sahip olunacak fırsatlardan öne çıkanlar ise şöyle:
- Zürih şehri ve çevresindeki seyahatleriniz için kullanabileceğiniz toplu taşıma araçlarında sınırsız 2.sınıf seyahat hakkı,
- Mini Göl Gezisi, Kısa Göl Gezisi ve Limmat Nehri Gezisine katılım,
- Birçok müzeye ücretsiz veya indirimli giriş imkanı,
- Zürih Eski Kent Yürüyüş turu ve diğer halka açık şehir turlarında %50 indirim imkanı.
24 saat için CHF 27, 72 saat için CHF 53. Yani 24 saat için yaklaşık 850₺ ödemeniz gerekiyor. Zürih’in yürüyerek keşfedilebilecek bir şehir olduğunu düşünüyorum fakat siz gezmek istediğiniz müzeler ve göl gezisi gibi deneyimler de yaşamak isterseniz değerlendirmeniz iyi bir tercih olacaktır. Güncel bilgiye ulaşmanız için Zürih Card resmi bilgi sayfasına bakmanızı hatırlatırım.
ZÜRİH NOEL PAZARLARI
Üçgen çatılı evler, biraz Alman mimarisi, tertemiz sokaklar, minik sürprizli meydanlar, ışıltılı sokaklar, şık dükkanlar, mutlu insanlar.
Werdmühleplatz: Singing Christmas Tree olarak da geçen Zürih’in en popüler noel pazarı alanı. Her gün saat 17.00-18.00 saatleri arasında yılbaşı ağacı figürü verilmiş basamaklı bir düzenek üzerinde geleneksel noel şarkılarını söyleyen çocuklardan oluşan bir koro oluyor. Anladığım kadarıyla okulların koroları buraya sırayla çıkıyor. Hem çocuklar hem de aileler için güzel bir anı olurken yıllardır gelenekselleşen bir kutlama haline gelmiş. Çok tatlıydı izlemesi. Böyle bir konsept de olduğundan bu noel pazarı epey ilgi görüyor haliyle. Yeme içme bakımından da zengin bir pazardı.
Zürih HB: Burası Ana tren istasyonunun içinde bulunan dolayısıyla kapalı bir christmas market alanı. Özellikle havanın soğuk olduğu da düşünülürse sıcakta biraz ısınarak noel pazarı gezmek güzel bir mola da oluyor. Burada enerji krizine de dikkat çekmeyi amaçlayan büyük bir yılbaşı ağacı bulunuyor. Yılbaşı ağacının yanında bir bisiklet var ve bu bisiklete binilip pedal çevrildikçe yılbaşı ağacının ışıkları yanmaya başlıyor. Yine ilgi çekici bir konseptle güzel bir gönderme yapılmış.
Münsterhof: Fraumünster Kilisesi çevresindeki büyük noel pazarı alanı. Burası lokal mağazaların ve butiklerin yerel ürünlerini sattığı tezgahlarla dolu olması yönünden de Zürih’liler için önemli.
Niederdorf: Turistik mekanlar ve alışveriş noktalarıyla çevrili bu meydan yılın bu zamanlarında eski şehrin ara sokaklarında karşınıza çıkan keyifli bir noel pazarına dönüşüyor. Zürih’in en eski noel pazarı olarak da geçiyor burası.
ZÜRİH GEZİLECEK YERLER
Zürih’te gezilecek yerleri bu listeyle kısıtlamak gerçekçi değil elbette ama 1 günlük Zürih gezisinde bu listedekileri mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
Limmat Nehri: Görmemeniz imkansız gibi ama olsun ben yine de listeye alıyorum. Burası önceleri bir ulaşım aracı olarak kullanılıyormuş neden bilmiyorum ama artık değil. Tekne gezileri yapılsa da toplu taşıma aracı değil yani. Kış aylarında bile yüzen insanlar göreceğinizi söyleyebilirim, biz denk gelince epey şaşırdık. Termal üstler, mont, atkı ne varsa üzerimdeyken yüzmeleri inanılmaz değil de nedir yahu?!
Fraumünster: Zürih’in simge yapılarından olan Fraumünster Kilisesi. 853 yılında Alman Kralı tarafından inşa ettirilmiştir. Eski kent bölgesinde olan bu kilisenin vitray çalışmalarıyla bezeli pencereleri özellikle mimarisindeki en önemli noktalardır.
Grossmünster: Zürih’in ünlü simge yapılarından bir diğeri de Grossmünster Kilisesi. Efsaneye göre bu kilise şehrin koruyucu azizleri olarak anılan Felix ve Regula’nın mezarları üzerine inşa edilmiş. Aynı zamanda bu kilise İsviçre-Alman Reformasyonunun da başlangıç noktası olmasıyla önemli bir noktada. Kilisenin bulunduğu bu meydan, meydanı çevreleyen üçgen çatılı bitişik evler, panjurları her şeyiyle hayran olunası bir siluet de sunuyor. Beni çok etkilemişti.
Swiss National Museum: Orta ve modern çağ mimari özelliklerinden faydalanılarak tasarlanan bu yapı görülmeye değer. İçerisinde Zürih’in tarihine dair eserler sergileniyor, ziyaret etmek isteyenler eğer Zürih City Pass sahibiyse ücretsiz olarak burayı da gezebilir. 10.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açık. Müzeyi gezmeseniz dahi binayı görmenizi öneririm.
St. Peter: Avrupa’nın en büyük saat kadranına sahip kilise. Çapı 9 metrenin üzerindeymiş. Her yerden saati görebiliyorsunuz öyle düşünün. E İsviçre’deyiz aksi mümkün mü 🙂 1911 yılına kadar kilisenin kulesi yangın gözetleme noktası olarak kullanılıyormuş. Zürih’in en eski kilisesi olmasının yanında 1800’lü yıllardan kalma 5 tane çan da kulede bulunuyomuş ve her birinin ağırlığı tokmağı hariç 6 ton üzerinde ağırlığa sahipmiş.
Lindenhoff Hill: Zürih’in zirvesinde şehri gözlem noktası konumundaki büyük park olarak tanımlayabilirim burayı sanırım. Yıllar boyu birçok önemli olay için de toplanma yeri olarak kullanılmış. Hatta zamanında burada Roma Kalesi varmış. Bu bölge ve park beni en çok etkileyen ve Zürih denildiğinde hafızamda canlanacak resmin olduğu yer. Kocaman bir park alanı, tepeden panoramik olarak tüm şehri görebiliyorsunuz. Sonra parkın bir bölümünde yer satrancı alanı var, yaşayanlar toplanmış satranç oynuyor, etrafta insanlar da onları izliyor. Yani ne denilebilir ki bu gelişmişlik ve huzur seviyesine? Öylece izledim bir süre, umutla.
Bahnhofstrasse: Zürih’in dünyaca ünlü alışveriş caddesi burası. Sanıyorum Avrupa seyahatlerimde ilk kez bir caddeyi gezilecek yerler listesine alıyorum. Burası öyle bir cadde işte! Zürih Gölü ve Zürih Ana Tren İstasyonu’nu da bağlayan bu cadde çok sayıda butik ve büyük mağazaya da ev sahibi. Aynı zamanda tören alanı olarak da kullanılan cadde için Zürih resmi sitesinde şöyle bir tanım yapılmış “kalbinizin arzu ettiği her şeyi bulabilirsiniz”. O kadar doğru ki, “bulabilirsiniz ama alamazsınız” ekliyorum ben ona 😀 Bir de caddede sadece durup geçenleri izleyin olur mu? Bunu her yerde yapıyorum ama burası bana sokak moda defilesi gibi geldi. Herkes öyle şık, zarif ama doğal ki. İnanılmaz.
Zürih West Side: Bu bölge şehrin merkezine biraz uzak olduğundan tek günlük seyahate dahil edemedik ama vaktiniz olursa gitmenizi öneriirm. Endüstri merkezi olan bu bölge dönüşerek tasarım, sanat, yemek, kültür, mimari odaklı bir merkez haline gelmiş. Birçok lokal ve ikinci el mağazayı burada bulabilirsiniz. Markaların aradığınız ürünlerine denk gelme ihtimaliniz de yüksek, bu açıdan da aklınızda olsun.
ZÜRİH YEME İÇME ÖNERİLERİ
Noel pazarı konseptinde planladığımız bu seyahatte Zürih için 1 gün ayırabildiğimizden dolayı şehrin yeme içme mekanlarını istediğim düzeyde keşfetme şansı bulamadık. Çünkü açıkçası noel pazarlarında günün tadını çıkarmak, tezgahlardaki lezzetleri tatmak oldukça cazipti. Fransa’daki noel pazarındaki tezgahlarda sıklıkla karşımıza çıkan sıcak şarapların yerini İsviçre sınırına girdiğimiz için sıcak çikolatanın aldığını da söylemeliyim. Genel olarak Fransa’ya göre fiyatların yükseldiğini de söylememe gerek yok sanırım 🙂
Şehri gezerken “buraya gelmek isterdim” dediğim mekanları sizin için listeliyorum. Şehre tekrar gitme imkanı bulursam mutlaka uğrayacağım.
Kahve & kahvaltı: Güne başlarken güzel bir kahvaltı yapmak istediğinizde ya da gün ortasında sıcacık iç mekanda oturup kahvenizi yudumlamak istediğiniz bu mekanlara bakmanızı öneririm: Grande, Franzos, Miro!
Sıcak çikolata: Tabii böyle bir kategori de şart. Lindt ve Sprüngli’den sıcak çikolata denemenizi öneririm. Hediyelik çikolatalarınızı da bu dükkanlardan alabilirsiniz.
Yemek: Akşam yemeği için şehrin popüler ve lezzetli şık mekanları listenizde olsun: Hiltl, Cantinetta Antinori, La Stanza, Spitz, Brasserie Lipp.
Bar: Yemek sonrası ya da gün ortasında bar konseptinde bir mekan ararsanız mutlaka bakın: Widder, Old Crow!
Merkezin dışında olsa da şehirden 1 günden fazla vakit geçiriyorsanız mutlaka gitmenizi önerdiğim mekanlar da var: Bank, Bros Beans, Monocle, Nude, Collective Bakery! Hepsi o kadar güzel gözüküyor ki. Şehir merkezinden biraz uzaktaki mahallelerde konakladığınızda bu mekanlara yakın olma ihtimaliniz yüksek. O yüzden listenize almanızı tavsiye ediyorum.
Ayrıca Lindt Home of Chocolate yani Lindt Çikolata Müzesi de gitmeyi çok istediğim yerlerden biriydi. Çikolata şelalerinden tadım yapmayı kim istemez ki! Gitmeden bilet almanızın faydanıza olacağını hatırlatırım, şuradan tüm bilgilere ulaşabilirsiniz.
Zürih hafızamda hep çok zarif bir şehir olarak kalacak. Şehir nasıl böyle tanımlanabilir diyebilirsiniz, gittiğinizde bu hissi tanımlayabileceğinizi düşünüyorum. Eski dokuyla yeniyi mükemmel düzeyde harmanlayan bu şehir noel ışıltısıyla sizi kendine hayran bırakacak, şimdiden uyarıyorum 🙂