Almanya ve Belçika’dan 2’şer şehre gittiğimiz noel pazarı temalı seyahatimizde Köln listenin başında yer alıyordu. Seyahat bitince özellikle noel pazarı konusunda neden bu kadar iddialı olduğunu anlamış ve iyi ki geldik demiştik. Konakladığımız Düsseldorf’tan 1 saatlik araç yolculuğuyla vardığımız Köln’de dolu dolu tam 1 gün geçirdik. Bu sayede Köln’ü karış karış gezdik ve sizin için güzel bir seyahat rehberi sunabilecek hale geldim.
Köln için 1 tam günün yeterli olabileceğini söyleyebilirim. Fakat ben her zaman şehirden geçmek yerine şehri tam anlamıyla yaşamaktan yana olduğumdan 2 günü burada geçirmenizin daha sakince tadını çıkarmayı sevenler için ideal olacağını düşünüyorum. Bizim gibi kısıtlı vakit ayırabilecekseniz eğer evet erken başlanan 1 gün şehri tanımak için kafi.
Bu seyahatte gezdiğim Brugge, Brüksel ve Düsseldorf sizin de gezi rotanızdaysa rehberlerine bakmanız faydalı olacaktır. (Brüksel ve Düsseldorf da yakında burada olacak:)
KÖLN TARİHİ & MİMARİSİ
Almanya’nın dördüncü büyük şehri Köln, UNESCO tarafından koruma altında olmasıyla da önemli bir yere sahip. Almanya’nın birçok şehrinde olduğu gibi burası da II. Dünya Savaşı’nda büyük tahribata uğramış. Bundan sebep de şehirdeki mimari yapıların çoğunluğu yıkılmış. Fakat yine de şehirde 1950 öncesinden kalıp korunan birçok mimari eser bulunuyor. Hem restore edilenler hem aslına uygun inşa edilenler derken şehrin çoğu yerinde bu eserlere rastlamak mümkün. Bununla birlikte büyük bir şehirde olduğunuz için öbekleşmiş eserlerden çok şehre yayılmış eserler olduğundan bugünkü mimariyle yapıyla çok iç içe geçmiş halde görüceksiniz.
Esasında nispeten az mimari eserle UNESCO tarafından koruma altına alınmasının en büyük sebebi Köln Katedrali. Katedral hem şehrin hem de dünyanın önemli gotik mimari eserlerinden biri. Dolayısıyla UNESCO bu önemi kaybetmesini önlemek için de koruma altına alıyor elbette. Katedralin şehrin neredeyse her noktasından görülebilir olması durumunu korumak istiyor. Bunu engelleyecek yapıların yapılmasının, bu siluetin bozulmasının önüne geçmek için katedral ve çevresini koruma altına alıyor. Biz de bu sayede her köşesinden katedrali görerek şehri geziyoruz işte <3
KÖLN NEREDE, NASIL GİDİLİR?
Köln, Kuzey-Ren Vestfalya eyaletine bağlı ve bu eyaletin de en büyük kentidir. Köln’e en yakın diğer büyük Almanya şehri Düsseldorf olup trenle yaklaşık 45 dakika uzaklıkta yer almaktadır. Köln’den daha küçük ama yine Köln’e gelenlerin sıklıkla uğradığı şehirlerden Bonn ise trenle 20 dakika uzaklıktadır. Köln’e seyahatinize farklı rotalar ekleyip zenginleştirmek isterseniz bu duraklara da bakabilir, konaklama için de değerlendirebilirsiniz.
Direkt Köln’e gitmek istediğinizde İstanbul’dan yaklaşık 3 buçuk saatlik uçak yolculuğu yapmanız gerekecektir. Köln Bonn Havalimanı’na muhtemelen iniş yapıcaksınız. Buradan Köln’e şehirde yaygın olarak kullanılan ulaşım aracı trenlerle 20 dakikada varabilirsiniz. Ulaşım için bilet seyahat bilgilerine önceden bakmak isterseniz buradaki resmi sitelerinden inceleyebilirsiniz.
KÖLN’DE ULAŞIM İÇİN ARAÇ GEREKLİ Mİ? CITY PASS ALMALI MIYIM?
Köln raylı sistem konusunda oldukça gelişmiş şehirlerden biri olduğu için hem Köln’e varmanız hem de Köln’ü gezmeniz sırasında araç kiralamaya ihtiyaç duymazsınız. Biz her gün farklı şehirde olmalı bir seyahat planı yaptığımız ve kampanyalı şekilde araç kiralama fırsatı bulduğumuz için araç kiralamış ve Düsseldorf’ta kaldığımız arkadaşımızın evinden Köln’e araçla varmıştık. Fakat park ettikten sonra tekrar ihtiyacımız olmadı. Zaten şehri tam anlamıyla gezip görebilmek için 1 günümüz varken her detayı yakalamak için yürümeyi tercih ederiz hep. Bu nedenle şehir büyük dahi olsa ana merkezler arası yürümek zorlayıcı değil. Etrafta görmek istediğimiz önemli yerlere uğrayarak varış noktalarına gittiğimiz için de yol boyu araçla gitmek zaten anlamsız oluyor böyle seyahatlerde. Dolayısıyla şartlar müsaitse araç kiralanabilir, yoksa hiç şart değil diyebilirim. Eğer araçla gelirseniz de Köln Katedrali’nin altındaki otoparkı kullanmanızı öneririm. Fiyatlandırması şehirdeki diğer park yerleriyle aynı standartta hatta daha düşük. Merkezde olması ve kapalı otopark olmasından dolayı aklınızda olsun derim.
Eğer Köln’de toplu taşıma kullanacaksanız da “KölnCard” mutlaka bakmanızı önereceğim bir sistem olur. 24 saat ve 48 saatlik seçenekler sunan ulaşım konusunda fırsatlar sunan bir kart bu. Ulaşım dışında müze, yemek yerleri ve birçok noktada anlaşmasıyla da %50’ye varan indirim de sağlıyor. 24 saat için 9€, 48 saat için 18€’ya bu kartları alabilirsiniz. Bilet makinelerinden direkt alabileceğiniz bu kartı turizm ofisi gibi lokasyonlarda da bulabilirsiniz. Daha fazla detaya ulaşmak için size yine buraya bir resmi sayfa bırakıyorum. Gideceğiniz zaman güncel fiyatlar ve bilgiler için lütfen bakın, değişiklik yapmış olabilirler.
KÖLN NOEL PAZARLARI
Almanya’nın dördüncü büyük şehri Köln’deki Noel pazarlarının çok iddialı olduğunu söylemeliyim. Beklentinizi çok artırmak da istememekle birlikte bu seyahati noel pazarı odaklı planladıysanız buna değecek diyebilirim. Fakat şunu söylemeden geçemem, akşama doğru hava kararmasıyla birlikte müthiş kalabalık oluyor her yer. Dolayısıyla bütün tezgahları gezmek, detaylıca görmek isterseniz – ki bence bunu isteyin 🙂 gündüz gözüyle hepsini görmenizi, akşam da ışıklar altındaki noel pazarlarının ruhunu hissederek keyif yapmanızı öneririm. Hava aydınlıkken gezip görmek, akşam da bir şeyler yiyip içerek kalabalığın içinde kaybolmak en iyisi zaten.
Noel pazarlarının listesini tüm farklı isimleriyle belirtiyorum, çünkü Köln resmi kaynaklarında farklı, maps’de farklı birçok isim var. Ama alternatifleriyle bulması kolay olur zaten haritamıza da ben işaretlediğim için sorun yaşamazsınız. En zor durumda kalabalığı takip edin 😀 şaka şaka, siz kimseyi takip etmeyin, haritaya güvenin hihii.
Cologne Cathedral Market: Malumunuz katedralin hemen etrafı noel pazarı olmuş durumda. Katedral zaten şehrin odak noktası olduğundan bu noel pazarı da odak durumunda. Katedralin arkasına doğru genişleyen bu pazarda konser alanının olması da öne çıkan özelliği bence. 17.00 ve 19.00 saatlerinde konserler oluyor genelde hafta sonları. Sabah görmek için gezmeye gittiğinizde konser alanının etrafındaki tabelaya bir bakıp akşamki konser saatine göre de buralarda olursunuz bence tatlı olur. Biz 17.00’de konser saatinde oradaydık ama belediye başkanı gibi (:D) insanlar o kadar çok konuştu ve anlamadık ki pes edip devam ettik. Neye denk geldiğimiz konusunda da en ufak fikrimiz yok konsere geçemedik yani, olsundur. Bir de bende bu pazar yemek açısından diğerlerinden daha gerideydi. Diğer pazarlarda daha fazla tezgah ve ürün çeşidi vardı. Bu da yemek planlaması açısından aklınızda kalsın.
Market of Angels / Neumarkt: Bu pazarda hem stantların çatısı hem de tezgahlardaki ürünlerde bolca melek figürüne rastlayabilirsiniz. Yemek bölümünün de geniş olduğunu söyleyebilirim. Yine süslemelerini severek gezdiğimiz bir Pazar olmuştu.
Heinzels Winter Fairytale / Heumarkt und Alter Markt: Ah burası ya! Sanıyorum ben Köln’deki en güzel noel pazarı ödülünü Heinzels’e vericem 😀 Burası aslında Heinzels diye genel bir isim alıp Heumartk ve Alter Markt meydanlarındaki pazarları kapsayan bir noel pazarı. İki meydanı kapsayıp birleştirdiğinden de oldukça geniş. Bitti gibi sandığınızda pazar yeniden başlıyor.
Yemek stantlarının fazlaca olduğu ve hediyelik ürünleri de bolca göreceğiniz bu noel pazarını en zirveye taşıyan şey ise buz pisti bence. Ortamın enerjisini müthiş yükseltmişti kesinlikle. Bir de ya doğuştan mı buzda kayıyor bu insanlar arkadaşlar böyle bir şey olamaz:D 7’den 77’ye buz pistinde ve iyi paten kayanlar ve daha iyi paten kayanlar olarak 2’ye ayırabilirim. Kötü olan yoktu, öyle olunca da izlemesi bile keyif veriyor doğrusu. Ortamın tadını çıkarın <3
Villa of St. Nicholas / Nikolausdorf / Rudolfplatz: Bu noel pazarı da yine görülmeye değer olanlardan bence. Köln’e giriş kapılarından olan tarihi Hahnentor’un olduğu alandaki meydanda konumlanan Nikolausdorf noel pazarı hem yeme içme hem de hediyelik eşya stantlarıyla dolu ama diğer bahsettiklerime göre daha küçük bir pazardı.
Şimdi diğer noel pazarlarının da isimlerini biraz da kendi önceliğime göre sıralıyorum. Çünkü hepsi için aynı yorumları yapıp okumanızı zorlaştırmak istemem. Bu gördükleriniz en zirve olanlardı, diğerleri de yolunuzun üzerinde olsun ve geçerken uğrayın diyebileceğim noktadalar. Hepsi güzel sadece bahsettiğim 3 (hatta 4 aslında) noel pazarı daha güzel. Zamanınıza göre rotanıza eklersiniz.
- Harbor Christmas Market / Am Schokoladenmuseum
- Stadtgarten Christmas Market / Stadtgarten
- VeedelsAdvent at the Chlodwigplatz / Chlodwigplatz
- St Nicholas market on Schillplatz / Schillplatz
- Sülzer Weihnachtsdorf / Elisabeth-von-Mumm Platz
- Ehrenfeld Christmas Market / Bumann & Sohn
Yine dayanamayıp büyük konuşucam ama Almanya kesinlikle bu konuda çok iyi 😀 hayal kırıklığı yaşamayacaksınız emin olun. Hem yeme içme hem hediyelik eşyalar hem de ortamın enerjisi ve süslemeler açısından göz doyuran Noel pazarlarıyla etrafınız çevrili olacak.
KÖLN GEZİLECEK YERLER
Gelelim gezilecek önemli noktalara. Köln’de 1 günümüz olunca ziyaret edebildiğimiz yerler elbette kısıtlı olabildi ama yine de bizim için çok yeterliydi. Zaten yukarıda da bahsettiğim gibi Köln’de eski dokuyu yansıtan yapılar savaş dönemlerinde yıkıldığı için birkaç tarihi ve önemli yapı görülecekler listesinde. Hem kendi gördüğümüz yerler hem de daha fazla zamanı olanlar için önerdiklerimi özetliyorum.
Fischmarkt: Eskiden balık pazarı kurulan bir meydan ve çevresinde ikonikleşen balık pazarı evleriyle turistik bir konum burası. Köln’de fotoğraf çekme noktası ararsanız da orası burası olabilir gibi.
Great St. Martin Church: Balık pazarı meydanındaki evlerin hemen bitişiğindeki kilise burası. Katedral kadar olmasa da gerçekten burası da hem dışarıdan hem içi çok güzel yapılardandı.
Köln Katedrali: Olmazsa olmaz, görmemek de pek mümkün değil zaten. Şehrin en önemli gotik mimari eseri, UNESCO tarafından koruma altında zaten yukarıda bahsettik geçiyorum hahaa.
St. Aposteln: Köln’de inşa edilen on iki Romanesk kiliseden biridir. Bu kiliseler kule tarzında oluşu, simetrik planları, büyük giriş kapıları ve iç alanlara sahip oluşu, küçük pencereleriyle tanınabilir. Romanesk mimari sonrasında Gotik mimari ortaya çıkıyor aslında temelleri böylece atılıyor da diyebiliriz. Bu Katolik kilisesinin önünde şu anda da noel pazarı kuruluyor.
Hahnentor: Köln’e girişi sağlayan on iki kapıdan en önemlisi Hahnentor olarak bilinen bu batı kapısıymış. Alman kralları taç giyme törenleri ardından Köln katedralindeki Üç Magi’nin türbesini gitmek için bu kapıdan Köln’e gelirlermiş. Bu da onlar için ayrı bir önem vermelerini sağlamış aslında. Hahnentorburg’un yarım daire biçimli, mazgallı iki kulesi bulunuyor, girişin üzerinde ise şehrin arması tasvir edilmiştir.
Bu noktalar dışında bizim vakit bulamadığımız ama görülmeye değer tarihi & önemli yapılar ise şöyle:
Römerturm: Yaklaşık 4km uzunluğundaki şehir duvarından geriye kalan Roma kulesi. Yaklaşık 2000 yıllık bir yapı olması önemini iyiden iyiye artırmış. Farklı taş türlerinin kullanıldığı bu yapı esasında bir duvar dekorasyonu olarak da geçiyor. Böylesine güzel dekorlu bir şey de yine dönüp dolaşıp Romalılara dayanmış tabi. Duvar taş dekorasyonu ve işçiliği Romalı inşaatçıların uzmanlık alanı olarak gösterilir zaten.
Hohenzollern Bridge: Ren Nehri üzerinde bulunan bu köprü 1948 yılında sadece iki demiryolu hattı ile açılmış daha sonra zamanla genişletilmiş. Bu nokta şehirdeki fotojenik noktalardan biri yine.
Evet bu kadarcık işte! Eminim dahası vardır ama ilk izlenimde bunlar çok kafi. Sokaklarında yürürken binalara dikkatle bakmayı ihmal etmeyin, karşınıza çıkabilecek sürprizleri kaçırmayın. Böylece kendi görülmeye değer dediğiniz noktalar da bu listeye eklenmiş olacak işte ki en kıymetlisi de bu bence 🙂
KÖLN YEME İÇME ÖNERİLERİ
Günün büyük kısmı sokaklarda noel pazarları keşifleriyle geçmiş olsa da size direkt deneyimleyerek mekan önermek istedim. Bu yüzden de kahvaltı ve akşam yemeği için restoranlara yöneldik. Neyse ki ikisi de çok güzel çıktı ve sizinle paylaşmaya değer oldular. Hem deneyimlediğim hem de listemde olan mekanları anlatacağım, eminim kendinize uyan bir seçenek olacaktır. Bu arada her defasında hatırlatmak zorunda hissediyorum kendimi ama mutlaka mekanları araştırıp kapalı oldukları günler varsa onlara bakarak planlarınızı yapın ve rezervasyon gerekenler için mutlaka rezervasyon yaptırın. Hatta şahsi önerim, rezervasyon gerekmeyenler için de herkesin tercih ettiği yoğun yemek saatlerinden daha önce mekanlara gidin ki yer bulma şansınız artsın. Zaten yoğunluk dışında gidildiğinde mekanların performansı çok daha iyi olur hep. Şimdi içim rahat özetleyebilirim artık 🙂
KAHVALTI & KAHVE & TATLI: Kahvaltı için tercih ettiğimiz mekan Kaffeesaurus olmuştu. Burası Köln’ün eski şehir meydanının biraz dışında kalsa da merkeze asla uzak sayılmaz. Hem dışarıda hem de içeride oldukça büyük bir oturma alanı var. Gittiğimizde erken olmasına rağmen mekan çok doluydu ve kapıda da bi o kadar sıra vardı. Yani yerellerin çok sevdiği bir mekan diyebiliriz.
Kahvaltı için tercih ettik biz ama kahve, tatlı gibi seçenekler için de direkt gelebilirsiniz. Kek, kruvasan, sandviç gibi pratik seçenekler de tezgahta. Avokado ve poşe yumurtalı ekmek üstü olan bennysaurus eggs, çırpılmış yumurtalı olansa eggs any style. İkisi de lezzetli ve güzeldi ama tercih etmem gerekse yine bennysaurus derdim. Eggbenedict gibi düşünebilirsiniz. Kahvaltı tabakları ortalama 9€, kahveler ise 3.5€ bandındaydı.
Listemde olan ve size önerebileceğim diğer mekanlar ise şöyle; easylivin’, Blooming Cafe, Bäckerei Zimmermann, Cafe Chocolate, Isabella Glutenfreie Pâtisserie, Van Dyck Rösterei, Cafe Walter, The Coffee Gang, Zwoo kaffeeröster, St. Louis Breakfast, Ernst Kaffeeröster. Bu mekanlar pratik kahvaltı, iyi tatlı, lezzetli kahve içerir diyebilirim. Kendi damak tadınıza, rotanıza ve programınıza en uygun konum ve içerikte olanı seçerseniz güzel bir deneyimle ayrılırsınız gibi geliyor.
RESTORAN & BİRAHANE: Köln’de akşam yemeği için eski bira fabrikasının dönüşümüyle restoran olarak hizmet veren Früh’ü tercih ettik. Früh, esasında çok eski bir Alman birası. Bulunduğu bina da kendi markasının eski fabrikası. Şehrin çok içinde kaldığı için belki de büyüklük yetersiz geldiğinden bu dönüşüm gerçekleşmiş. Eskiden fabrika olduğundan dolayı da aşşırı büyük bir iç mekana sahip. Anlatması pek mümkün olamayacak şekilde diyebilirim. Labirent gibi bir alan düşünün. Kapılardan geçip sürekli başka odalara çıktığınız bir labirent hatta bazı odalarda özel davetler, özel görevliler falan dahi vardı. Şahsına münhasır bir yer diyebilirim. Deneyimlemenizi isterim.
Yemeklere gelecek olursam da porsiyonları bayağı büyük, yerel lezzetlerin de yoğunlukta olduğu menüleri vardı. Marine edilmiş et ve patatesle servis edilen lokal yemeklerinden “rheinischer sauerbraten” ile yine mekanın meşhur tabaklarından “Wiener Schnitzel” denedik. İkisini de çok lezzetli bulsam da tercih hakkımı Schnitzelden yana kullanmanızı öneririm. Diğer tabakta yoğun ve baskın bir sos olduğu için ağır gelebileceğini söyleyebilirim. Shnitzelin bira ile uyumuna daha aşina olduğumuz için belki de öyle geldi bana Menüde çok fazla seçenek var zaten eminim kendinize uygun bir tabak bulursunuz. Yemek fiyatları ise 12-25€ bandında değişiyor.
Bu kategoride listemde olan ve size önerebileceğim diğer mekanlar ise şöyle: Bei Oma Kleinmann, Peters Brauhaus, restaurant [noa], Lillet: Atelier – Fine Drinks & Aperitivo, Malzmühle, Délirium Café. Bu mekanlar yerel yemekler ve bira seçenekleriyle öne çıkıyor genel olarak. Bu kategori için özellikle rezervasyon durumlarını kontrol etmenizi hatırlatmak isterim tekrar. Umuyorum memnuniyetle deneyimlediğiniz bir akşam yemeği sunarlar size.
Köln özellikle noel pazarı anlamında bizi mutlu eden, şehir olarak da 1 günde fazlasıyla güzellik sunan bir seyahat sundu. Kendisine teşekkür edip, sizlere de aynı güzelliği yaşatması için anlaştık. Hadi gidip tadını çıkarın!