Samos

Yunan adaları arasında en çok sevilen adalardan olan Samos benim de Yunanistan seyahati için ilk tercih ettiğim lokasyon oldu. Bu da Samos’u hep özel hatırlamamı sağlayacak gibi hissediyorum. Eylül ayında son bir deniz tatili yapmak istediğimiz için denizi ve doğasıyla ön plana çıkan bir rota arayışına girmiş ve öylece Samos’a karar vermiştim. Şimdi tatilin üzerine düşünürken çok iyi bir karar verdiğimizi söyleyebilirim.

Sisam adıyla da bilinen Samos; Dilek Yarımadası’nın karşısında, Ege Denizi’nde yer alan bir ada. Yunanistan’ın Osmanlı’dan aldığı son ada olmasıyla tarihte, Türkiye’ye en yakın Yunan adası olmasıyla da coğrafya da bir duruşu var diyebiliriz bence 🙂 40 km’den fazla yüzölçümüne sahip olan Samos, oldukça da büyük bir ada aslına bakarsanız. Yaklaşık 35 bin nüfusa sahip olunca da adanın çok büyük bir kısmı ormanlık alanlarla çevrelenmiş. Bozulmayan doğasıyla kendisini size hayran bırakacağına eminim.

Samos seyahatinizi daha kolay ve keyifli hale getirmesi için Rotabu haritamızı şuraya bırakıp rehberin detaylarına geçiyorum, hadi gelin!

SAMOS’A VİZE GEREKLİ Mİ?

Her şeyden önce vize konusuyla başlayalım tabi. Evet Samos’a gitmek için Schengen vizesi gerekli. Yunan adalarına girişte uygulanan “kolaylaştırılmış vize belgesi” yani halk arasındaki adıyla “kapıda vize” uygulaması artık bulunmamaktadır.

Eğer bu seyahat için vize alacaksanız başvurunuzu Yunanistan üzerinden yapmanızı öneririm. Vizenizle ilk girişinizin vize aldığınız ülkeden yapılması zorunludur gibi bir bilgi olmasa da bu yazılı olmayan bir kuraldır. Almanya’dan başvuru yaparak vize aldıysanız ilk seyahatiniz Almanya’ya, Yunanistan’dan aldıysanız Yunanistan’a yapılmalı gibi yani. Yunanistan üzerinden Schengen vizesi almak için Kosmos Vize Merkezi’ne başvuru yapmanız gerekmektedir. Detaylı bilgi için buraya tıklayarak merkezin sayfasına erişebilirsiniz. İstenilen belgeleri eksiksiz hazırlayarak başvuru yaptığınızda sorun yaşamayacağınızı düşünüyorum ama bu konuda endişeleriniz varsa aracı firmalarla da çalışabilirsiniz. Şimdiye kadar aracı firma ile çalışmadığım için bu noktada önerim olamayacak.

Yunanistan ile ilgili bu noktada kritik bir konu daha var. Eğer pasaportunuzda Kıbrıs giriş/çıkış damgası varsa Yunanistan’a giriş yapmanız imkansız. Kıbrıs kimlikle giriş yapabileceğimiz bir ülke olsa da pasaportla giriş yapılacağını sanıp bu şekilde sınırdan geçen ve dolayısıyla giriş mührü basılan pasaportlar olabiliyor. Bununla ilgili TC Dışişleri Bakanlığı’nın web sitesinde tam olarak şöyle yazıyor: “Yunanistan makamları pasaportlarda KKTC giriş/çıkış damgası olması halinde ülkeye giriş izni vermemektedirler.” Nokta 😀

SAMOS’A NASIL GİDİLİR?

Vizeler alındığına göre Samos’a gitmek için engelimiz kalmadı. Samos’a gitmek için izleyeceğiniz yolu konuşalım. Zaten tek bir yol olduğundan işimiz kolay 🙂

Samos, Aydın iline bağlı Kuşadası ilçesinden kalkan feribotlarla ulaşabileceğimiz bir ada. Dolayısıyla ilk adım Kuşadası’na varmak olacak. Özel araçla seyahat ederek İstanbul’dan 6, Ankara’dan 8, İzmir’den 1 buçuk saatte Kuşadası’na ulaşabilirsiniz. Kadıköy’den 01.30’da çıkıp 1 kere mola vererek 07.00-07.30 sularında Kuşadası’na vardık.

Araçla Samos’a geçme izni olmadığından (evet feribotlar araçsız) aracımızı park etmek için yer aramaya başladık. Limanın otoparkı var gibi bilgilerin yanlış olduğunu söyleyerek başlayayım. Biz feribot iskelesinin yakınlarında park yeri ararken kaydettiğimiz bir alana gidecekken Güven Taksi’nin orayı işlettiğini öğrendik ve şuraya park ettik. Otopark günlük ücreti 150₺, pazarlık yapılır tabi. Erken gitmeniz de oldukça önemli, biz Eylül’de yer bulamayacaktık neredeyse. Neyse aracı da bu şekilde halledeceğinizi düşünerek feribota binmeniz için gereken adımlara tek tek bakalım istiyorum şöyle:

FERİBOT BİLETİ: Feribotlar Eylül ayında 08.30 ve 09.00’da olmak üzere 2 sefer yapıyordu. Biz Samos’un Pythagorion limanında inmek istediğimiz için 09.00’da Kuşadası’ndan kalkan sefer için biletimizi aldık. Ertürk Lines üzerinden aldığımız biletlerde feribot firması Meander Travel’dı. Buradan bilet sayfasına erişebilirsiniz. Kişi başı gidiş dönüş feribot ücreti 51€ ödedik. (Eylül, 2023). Gidişte 30 dk rötarlı, dönerken rötorsız hareket ettik. Feribotları Beşiktaş vapuru gibi düşünebilirsiniz 🙂

YURTDIŞI ÇIKIŞ HARÇ PULU: Feribot bileti aldıktan sonraki diğer adımınız da harç pulu almak. Uçakla yurtdışına çıkarken alışık olsak da feribotla geçerken akla ilk etapta gelmiyor bu adım ama yurtdışına çıkarken harç pulu almamız zorunlu. Biz zamandan kazanmak için online olarak aldık. Buraya tıklayıp “Harç ve Değeri Kağıt Bedeli Ödeme > Yurtdışına Çıkış Harcı Ödeme” adımlarını izleyerek kolayca ödeme işlemini yapabilirsiniz. Telefon/e-mailinize barkod gelecek ama zaten görevlilerin sistemlerine aldığınıza dair bilgi düşüyor. Herhangi bir çıktı almanıza gerek olmamakla birlikte bir aksilik olmasına karşın barkodun hazırda olmasını öneririm.

FERİBOT KAYIT İŞLEMİ: Feribota geçmeden önce bir kayıt işlemi de yaptırmanız gerekiyor. Bu sebeplerle de feribot saatinden en az 1-1 buçuk saat önce Kuşadası Feribot İskelesi’nde olmanız önemli. Feribot biletini aldığınız firmaya pasaportunuzla giderek biletlerinizin çıktısını almalısınız. Bu işlem hızlı olsa da yaz dönemi yoğunluğunda sıra uzayabiliyor.

PASAPORT KONTROLÜ: Bilet ve pasaportunuzla birlikte Kuşadası Ege Ports’tan giriş yapıp pasaport kontrol adımına geçiyorsunuz. Burada yönlendirme tabelaları ve muhtemelen kalabalığı takip ederek kolayca bulacaksınız zaten. Burada vizeniz ve pasaportunuz kontrol edildikten sonra feribota geçebiliyorsunuz. Unutmadan ekliyim, burada da küçük bir duty free alanı var.

Aracımızı park ettikten sonra feribot biletimizin kaydını yaptık, pasaport kontrolünden geçtik ve feribota bindik. 1 buçuk saatte Pythagorion’a vardık.

SAMOS’TA ULAŞIM İÇİN ARAÇ GEREKLİ Mİ?

Adaya araçsız geçince de Samos’ta araç kiralamak gerekir mi sorusu gündeme geliyor haliyle. Eğer ilk defa gidiyorsanız ve adayı kuzeyinden güneye keşfetmeyi planlıyorsanız evet gerekli. Bunun temelde 2 sebebi var. Birincisi Samos’un gerçekten büyük bir ada olması. Kuzeyde Kokkari’den güneyde Pythagorion’a 30 dakikada ulaşabiliyorsunuz. İkincisi de taksi dışında herhangi bir toplu taşıma aracının olmaması.

Araç kiralama ücretini düşürmek için ufak bir tüyo vericem bu noktada. Aracı tüm seyahatiniz boyunca kiralamak yerine uzak lokasyonlara gideceğiniz ya da koyları gezme planı yaptığınız günleri peş peşe sıralayın. Böylece aracı aslında minimum kullanacağınız günler yerine verimli kullandığınız günleriniz olur. Mesela bu şekilde bir planlamayla 2 günlük araç kiralamanın yeterli olacağını düşünüyorum. Biz merkezin biraz dışında konakladığımız için bu süre toplam seyahat süresi olmuştu.

Araç kiraladığımız firmada çalışanlar ilgili ve yardımcı olmaya çalışıyor olsalarda biraz sorun yaşadık. İlk verdikleri aracın rot balans ayarında ikincisinde de klimada sorun vardı. Bu nedenle markayı önermeyeceğim. Hertz, Enterprise gibi global markaların adada acentası var. Onlara bakmanız daha mantıklı olacaktır. 5 gün için araca ödediğimiz ücret 230 €’ydu. Onu da fikir olması için not düşelim, 2023 Eylül hatırlatması yaparak.

SAMOS’TA KAÇ GÜN KALINIR, NE ZAMAN GİDİLİR?

Gittiğim yerlerle ilgili en zorlandığım şey kaç gün kalınır gibi çok öznel soruların cevabını vermeye çalıştığım anlar oluyor sanırım. Bu sorunun cevabı biraz da tatil beklentisiyle doğru orantılı esasında. Ben bir yeri gezdim gördüm demek için seyahat etmek yerine orada gerçekten bulundum, yaşadım diyebilecek kadar minimum süreyi baz alıyorum. Samos kaç günde gezilir sorusuna hep 3 günde gezilir gibi yorumlar okusam da 5 günün Samos için çok tadı damakta bir tatil sunacağını düşünüyorum.

Ne zaman gidilir sorusuna cevabım ise Türkiye’nin yoğun tatil ve yaz dönemleri dışında her zaman olabilir 🙂 Gittik çok Türk vardı gibi bir bıkkınlıktan değil bu dediğim asla. O dönemler hem feribot & vize geçiş süreçlerinin çok uzamasına hem de adada insan kalabalığının artmasıyla birlikte mekanlar ve plajlarda maksimum kapasitelere yaklaşmaya sebep oluyor. Aslında tam olarak yurtiçi yaz tatillerinde nasıl kalabalıktan kaçıp yaz başı ve yaz sonunu seçiyorsak burası için de aynı durum geçerli. Haziran ve Eylül ayları Samos’a gitmek için en ideal dönem bence. Mayıs ve Ekim biraz soğuk ve denize zor girişli dönem olabilir. Hatta sezon Mayıs’ta açılmamış, Ekim’de kapanmış da olabilir. Gitmek istediğiniz bazı plaj ve mekanları açık bulamayabilirsiniz yani, aklınızda olsun güncel bilgilere bakması. Temmuz ve Ağustos ayları zaten herkesin tatile kaçtığı yüksek sezon dönemi olduğundan ben bu dönemi pas geçmekten yana kullanırdım hakkımı. Samos’u daha sakinken deneyimlemek en güzeli olacaktır ama imkanınız hangi döneme elverişliyse en iyi dönem de o dönemdir. Dediğim gibi bu soruların tek bir cevabı yok, kendi koşullarınıza göre değerlendirmek doğru bir karar olacaktır.

SAMOS’TA ÖNE ÇIKAN MAHALLELER & NEREDE KONAKLANIR?

Samos’ta öne çıkan 3 mahalle bulunuyor, Kokkari, Vathy ve Pythagorion. Samos’ta nerede konaklanır sorusunun cevabı biraz da bu mahallerin karakterine göre şekilleniyor aslında. O yüzden birlikte düşünelim.

Kuşadası’ndan bindiğimiz feribotların Samos’ta durduğu 2 liman var. Biri Vathy, diğeri de Pythagorion. Vathy konaklama açısından fazlaca seçenek sunsa da bana sorarsanız bir Yunan adası mahallesi ve havası sunmuyor. Çünkü burası bir ada da olsa, adanın merkezi. Diğer mahallelere göre yeme içme seçeneğinin daha kısıtlı olduğu, liman odaklı yaşamın olduğu bir bölge.

Vathy’e iniş yapan bir feribota binmenin tek sebebi Kokkari’de konaklama yapacak olmanızdır diye düşünüyorum açıkçası. Çünkü Kokkari hem minik merkezi, tavernaları, plajları ve köyleriyle konaklamaya çok uygun. Eğer planınızın çoğu adanın kuzeyini gezme odaklıysa Vathy değil, Kokkari odak noktanız olmalı.

Birkaç günlük ada deneyimim sonucunda söyleyebilirim ki Samos’ta konaklamak için en iyi bölge Pythagorion olur. Birincisi feribotla burada inebiliyorsunuz, hop otelinize/evinizdesiniz. İkincisi adanın en sakin ve dalgasız plajlarına yakın. Sabah uyanıp merkezdeki plaja gidip denize girmek de büyük bonus olur. Üçüncüsü restoranların fazla olduğu bir bölge, yemek konusunda hiç sorun yaşamazsınız. Dördüncüsü adanın en iyi kahve, kahvaltı, tatlı noktaları burada. Yani gün ortasında ara öğün ihtiyaçlarına müthiş çözüm olur. Beşincisi/bonus: tüm mini marketler burada 🙂

SAMOS’TA KONAKLADIĞIMIZ AIRBNB EVİ

Peki Pythagorion’u bu kadar övüp benim Mili’de kalmam şoku size. Merkezdeki koşturmadan uzak kalmak, adada yaşıyor gibi hissetmek için çevreye bakmaya başladık. Bunun bir sebebi de tatili geç planlamamız ve Pythagorion’da konaklama seçeneklerinin bizi tatmin etmemesiydi. Güzel seçenekler tabii ki müsait değildi. Daha sonra Mili’deki bu evi görünce başka bir yere bakmadık bile, direkt rezervasyon yaptık. Uzak olmasını normalde dezavantaj olarak görürdük ama bu kez bu ada için isteklerimiz biraz da böyleydi. Sessiz sakin bir yunan mahallesinde olmak..

1939 yılında yapılan eski evlerinin içini Yunanistan’ın dokusuna uygun şekilde dönüştürerek minimal ve sevimli bir köy evi ortaya çıkarmışlar. Küçük olmasına rağmen her şeyin eksiksiz olduğu, insanın kendini içinde “evinde gibi” hissettiği bir yaşam alanı da diyebilirim buraya. Her yerden açılan küçük camlarla ışık alan, dışarı baktığınızda çiçek, deniz ya da mahalle dokusu bulduğunuz bir ev. Sabah kahvesini girişteki verandada içerken bir yandan ufukta beliren denizi izlemeyi şimdiden özledim. Biz çok mutlu olduk burada, bu nedenle size de linkini bırakıyorum. Giderseniz Katri ve Siina’ya benden selam söylersiniz 🙂

SAMOS’TA GEZİLECEK YERLER

Pisagor (Pythagoreion) Arkeoloji Müzesi: M.Ö. 5 bin yılından M.S. 7. yüzyıla kadar uzanan binlerce eserin bulunduğu Pisagor Arkeoloji Müzesi, antik kentin içinde yer alıyor. Salı günleri kapalı olan müzeyi diğer günler 08.30 – 15.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Tam bilet 6€, indirimli bilet ise 3€. Detaylı ve güncel bilgiye erişmek için buraya tıklayarak resmi sitesine bakabilirsiniz.

Samos Şarap Müzesi: Samos şarabının ve Samos Şarap Üreticileri Kooperatifine ait şarapların tarihini sergileyen müzede tadım ve satın alım da yapabilirsiniz. Detaylı bilgi ve kayıt için buraya tıklayarak resmi siteye geçebilirsiniz.

Pisagor Heykeli: Ünlü matematikçi ve filozof Pisagor, MÖ 6. yüzyılın sonlarında Yunan bir anne ve Samso’taki Fenikeli bir tüccarın çocuğu olarak doğmuş. Yani evet Pisagor Samos’lu. Dolayısıyla heykeli de Pythagorion limanında ihtişamıyla büyüleyici şekilde sergileniyor. Görmemeniz mümkün değil ama listenize eklemenizi hatırlatırım.

Lykourgos Logothetis Kalesi ve Kilisesi: Hem kale hem kilise çok büyüleyici, manzarası da şahane. Önündeki patikadan deniz boyunca yürümenizi öneririm. Eğer Samos’ta gün batımına karşı şarabınızı içebileceğiniz bir manzara arıyorsanız burada karşınıza çıkacak. Burası Türklerle yapılan savaş sırasındaki en önemli koruma kulesi aslında ve tarihleri – hatta tarihimiz – açısından da önemli bir noktada. Kalenin içinde arkeolojik eserlerin sergilendiği bir müze de bulunuyor.

Panagia Spiliani Manastırı: Burası aslında bir mağara kilisesi. 8,5 metre derinliğinde ve 109 metre yüksekliğinde bir mağaranın içinde bulunan kiliseyi ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

Eupalinos Tüneli: Burası bir dağın içinden geçen 1035 metre uzunluğundaki bir tünel. Tüneli kısa ve uzun turlarla rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz. Kısa turlar 6€, uzun turlar ise 10 €.

Elbette Samos’ta gezilecek noktalar bunlarla sınırlı değil ama deniz tatili temasında kalıp birkaç noktayı da görmek istiyorum derseniz yeterli olacağını düşünüyorum. Yine de daha çok önemli nokta gezmek isteyenler için bir kaynak bırakıyorum

SAMOS’TA GEZİLECEK KÖYLER

Samos’ta gezilecek 2 köy önerisinde bulunacağım ama vaktiniz yoksa da mutlaka gidin diyemeyeceğimi söylemem gerekir. Bu köyler Kokkari’ye doğru gelmişken uğranabilir. Aslında fazla beklentiniz de olmamalı tabi, biraz özenle bakılmış, güzel Yunan köyleri ama fazlası yok.

Vourliotes: Kokkari’ye 20 dakika, Pythagorion’a 45 dakika uzaklıktaki Vourliotes köyü Samos’un dağ köylerinden biri. 16. Yüzyılın başlarında kurulmuş ve yapılar korunarak bugüne dek kalmış. Beyaz tek ya da 2 katlı evlerin önündeki boyanmış zeytinyağı tenekeleri de köye çok yakışmış. Zeytin ve zeytinyağı üretiminin önemli olduğu Samos için güzel de bir dönüşüm fikri. Gittiğinizden gözünüzden kaçmasın. Köyde görülecek yerler için Panagia Vronta Manastırı’nı söyleyebilirim. Jara Bistro ise tatlı molası verebileceğiniz en güzel mekan olabilir. Köyleri geziceğimiz günle ilgili ufak bir değişiklik yapmak zorunda kalınca Jara’nın da kapalı olduğu güne denk gelmiş olduk. Maalesef deneyimleyemedim ama yorumları o kadar iyi ki, rahatlıkla öneriyorum. Pazartesi günleri kapalılar. Bu arada köyü gezmek için yarım saat çok yeterli.

Manolates: Vourliotes köyüne 10 dakika mesafede olan Manolates daha büyük bir köy. Seramik işçiliğinin yoğun olması köyde birçok seramik dükkanın var olmasını sağlamış. Samos tatilinden güzel hediyelerle dönmek isterseniz burası tam size göre diyebilirim. 30 ile çarpmak zorunda kaldığımız için bir şey alamadık ama olsun önerelim. Bir şeyler yiyip içmek için burada önerebileceğim mekan Kallisti olabilir. Oturmadık ama güzel bir enerjisi ve mutlu masaları vardı. Burada dükkanları da gezelim derseniz 1-1 buçuk saat zaman ayırabilirsiniz.

Spatharei ve Pagontas köyleri de adanın güneyinde gezilebilecek köyler arasında yer alıyor. Ayrıca konakladığımız Mili’nin de çok tatlı bir köy olduğunu söyleyebilirim.

SAMOS YEME İÇME ÖNERİLERİ

Geldik en sevdiğim bölüm olan yeme içme önerilerine. Biraz araştırma ve adada gözlemle güzel mekanlarda yemek yediğim için bu bölümdeki önerilerimi içim rahat şekilde paylaşabilirim. Neredeyse tüm mekanlarda oturur oturmaz masaya su şişesinin ücretsiz olarak geldiği, porsiyonların büyük olduğu bir adada olduğunu baştan söyliyim. Menüden yavaş yavaş seçimler yaparak ekletmeniz faydanıza olur. Zaten çalışanlara fikir sorduğunuzda da genelde hep benzer cevabı alıcaksınız “bunları getirelim, isterseniz yine ekleriz” yani bence şunları da alın, bunu harika yaparız başka yerde bulamazsınız mantığından çok uzaklar.

Genel fiyatları da iliştiriyim. Tatlılar 7-8 €, kahveler 4-5 €, kahvaltı tabakları 9-10€ arasında değişiyor. Akşam yemeklerine ortalama ödediğimiz tutar 40€, hepsi alkol, deniz ürünü, 2-3 mezeli & salatalı masalardan oluşuyordu. Samos’ta fiyatlar uygun mu sorusunun cevabı bence o kadar da abartılacak uygunlukta olmadığı yönünde olur. Fakat porsiyonların büyüklüğü göz önüne alındığında total fiyat İstanbul ile benzer olsa da birim fiyat olarak uygun kalıyor. Alkol fiyatlarında ise çok belirgin bir düşük fiyat politikası var. Bir de güzel olan diğer şeylerden biri fiyatların mekanlar arasında çok oynamaması. Eğer bir mekanın fiyatlandırmasını anlamaya çalışıyorsanız her mekanda ortak olan temel şey olan “greek salad”a bakabilirsiniz. Mekanlarda ortalama 6€ bandında olsa da, daha iyi & özenli restoranlarda 8€’yu buluyor. Daha üstü de biraz pahalı kalıyor diyebilirim. Bu minik tüyo ardından önerileri sıralıyorum:

Kokkari’de yemek önerisi: Avli Samos. Yunan tavernasına yeni nesil yorum getiren, genç ekibiyle güzel bir enerji yakalayan Avli’yi sevdim. Eğer Kokkari’de bir akşam yemeği yemek, klasik tavernalardan farklı bir şeyi şık bir mekanda denemek istiyorsanız buraya gidin derim. Avli’de Yunan gecesi ve akustik canlı müzik programları da bulunuyor. Bize canlı müzik günü uyunca programı ona göre yaptık ve çok keyifli bir akşam geçirdik. Günün menüsünden ahtapot, böreğe çok benzer manouri cheese ve roasted chickpeas and spicy carrots söyledik. Hepsi birbiriyle uyumlu ve çok çok lezzetli & özenli tabaklarla fazlasıyla mutlu olduk. Yanına aldığımız kırmızıyı karafta tercih ettik toplam 6 mini kadeh çıktı diyebilirim. Rezervasyon yaptırmayı unutmayın.

Yunan tavernası önerisi: Triantaphyllos – The Little Square. Samos’un yerlilerinin çok sevdiği, hatta turistten çok yerlinin olduğu mekanları da bulmak istemiştim. Burası da tam o mekanlardan işte. Zaten direkt merkezlerde değil de biraz daha ulaşmak için mesafe katedilmesi gereken ama zaten yerlisinin daha çok yaşadığı mahallelere de yakın olan bir noktada. Araçla Pythagorion’dan Vathy’de giden yolda, 10 dakikalık mesafede tatlı bir mahallede. Triantaphyllos, deniz ürünleriyle popüler bir durak olduğunu bilerek menüden seçimler yapmanızı öneririm. Balıklar kilo hesabı, istediğiniz sayıya göre porsiyonlanıyor. Mezeler özellikle zaten bildiğimiz tatlara çok yakın olduğundan seçimler kolaylaşıyor. Pilaki, salata, fava, barbun, ızgara kalamarla dopdolu hatta biraz fazla dolu bir masa kurmuşuz kendimize. Çok keyifli bir akşamdı, rezervasyon yaptırmanız şart.

Deniz kenarı Yunan tavernası önerisi: Trata Fish Tavern. Yanındaki Remataki ile aynı plajı kullanan, akşam 17:00’ye kadar şezlongları da bulunan bir taverna burası. O saate kadar yeme içme karşılığı şezlong kullanımı ücretsiz. Sonrasında kumların üzerindeki şezlonglar yerini masalara bırakıyor ve salaş bir balıkçıya dönüşüyor mekan. Gün boyu denize girerken bir yandan yemek yediğiniz bir durak olabilir burası ama deniz kenarında sakince yemek yemek de çok tatlı oldu. Tabii akşam için rezervasyon yaptırmanız gerekir ki direkt deniz kenarında olun. Biz Trata’da yer var diye oturduk ama iki mekanın da performansının benzer olduğunu düşünüyorum. Saganaki, greek salad, kalamar ve uzo ile klasik bir yunan masası kurduk diyebilirim. Denizin sesi eşliğinde gün batımını izlemek de yemeğin bonusu oldu.

Odun ateşinde pizza önerisi: Pepinos Pizza. Uzun süre adada kalıyorsanız farklı seçeneklere yönelmek isteyebilirsiniz. Pepino’s odun ateşinde pişirilen pizzalarıyla öyle iyi ki, tavernaları bırakıp buraya gelmek istersiniz zaten. Bir çift tarafından işletilen, çok tatlı çok lokal bir mekan. Öğlen deneriz diyenler olacaktır şimdi, önce onları baştan uyarayım çünkü 18:00 sonrası açılıyorlar. Evet bence de öğlen açık olsa çok güzel olurdu ama akşam için de listenize almanızı çok isterim. Avrupa’da pizzacılara gittiğimizde çoğunlukla domuz eti olan pizzalar olduğundan ve ben kişisel olarak tercih etmediğimden biraz zorlanıyorum. Burada da biraz öyle oldu, dört peynirli pizza ve greek pizza imdadımıza yetişti, ikisi arasında seçim yapamıyorum çok güzellerdi. Makarna ve salatanın da menüde olduğunu ekliyim ama herkes pizza yiyordu biz de lokallerin izinden gittik.

En iyi kahvaltı & brunch mekanı: Pergamonto Bar Restaurant. Pythagorion’un merkezinde en sevdiğim mekanlardan oldu Pergamonto, kahvaltı ve brunch için en iyi demiş olsam da akşam yemeği ve kokteyl konusunda da çok öneriliyorlar. Biz deneme fırsatı bulamadık maalesef. Geniş bir sokakta bulunan Pergamonto çevredeki ağaçların da katkısıyla çok ferah bir bahçeye sahip. Ahşap masalarda ağaçların gölgesinde oturmak müthiş keyifliydi. Biz geç kahvaltı için tercih ettik. Egg benedict, avokado tost, scrambled egg tabaklarını seçmiştik. Çok lezzetli ve gördüğünüz gibi dopdolu doyurucu tabaklardı. Kahveleri de çok lezzetliydi, latte & frappe cappucino ikilisinde devam ettik. Buranın açık olduğu saatler de kritik bilgi. Onu eklemeliyim. 09:00-15:00 arası çalışıp sieastaya geçiyorlar ve 18:00-23:30 arası akşam yemeği için açılıyorlar. Akşam için rezervasyon yaptırmanızı öneririm.

En iyi tatlı mekanı: Two Spoons. Pythagorion’un hemen merkezindeki bu Two Spoons’u listenize alın. Tatlılarıyla meşhur evet ama menüsünde kahvaltı içerikli tabaklar da var. Çoğunluğu greek yoğurtla yapılan granola kaseleri gibi düşünebilirsiniz. Kahvaltı menüsü için 14:00’a kadar gelmeniz gerekiyor. Aynı zamanda dondurma ve kahveleri de gün boyu servis ediliyor. Kahveleri Yunanistan’ın sevilen kahve çekirdeği Taf Coffee’den. Tatlıları ise gerçekten bu ilgiyi hakedecek kadar harika! Bizim denediklerimiz arasında lezzet sıralamamız şöyle oldu: profiterol>cheesecake>tiramisu>chocolate lava!

Kahve & kahvaltı & tatlı mekanı önerisi: P2 Cafe. Adanın en serin sokağında konumlanmış desem yanılmam herhalde. Binaların gölgesinde, ağaçlar altında oturmanın müthiş keyifli olduğu bir yer. Feribot iskelesine çok yakın olduğundan dönüş günü için planımıza almıştık burayı. Adaya tatlı bir veda oldu böylece. Kahve, kahvaltı ve tatlı atıştırmalıkları olan menüsüne akşamları makarna burger gibi seçenekler de ekleniyor. Önünden geçerken gördüğüm kadarıyla da çok lezzetli. Galaktoboureko tatlı, sandviç ve kahvelerle lezzetli bir masamız vardı. P2 Cafe’de kendinize bir mola vermenizi öneririm.

Kahve & kahvaltı & tatlı mekanı önerisi: Hygge* Cafe. Burası da adanın en hareketli alışveriş caddesi üzerindeki yeni nesil kahveci. Atıştırmalıkları biz gidene kadar tükenmiş olduğu için kahvesini denedim ve sanırım adada içtiğim en yumuşak içimli kahveyi de bulmuş oldum. Samba Coffee aklınızda kalsın bir mekanda görürseniz içmenizi tavsiye ediyorum. Kahvaltı & tatlı veya akşam üzeri kokteyl de eklenen Hygge* menüsünü denemenizi öneririm.

Zaman kısıtından dolayı gidemediğim ama aklımın kaldığı mekanları da sıralıyorum. Belki sizin fırsatınız olur ya da daha çok seversiniz: Aphrodite Garden, Taverna Maritsa, Cafe del Mar, Ithaki Authentic Aegean Cuisine, Nusa Samos, Theros Bar.

SAMOS PLAJ ÖNERİLERİ

Gelelim sebebi ziyaretimiz olan plaj konusuna! Mavinin bin bir tonunu görebileceğiniz, yüzerken kıyıya baktığınızda yemyeşil tepeler ve sakin sahilleri izleyebileceğiniz, denizin cam gibi berrak olduğu günlere kendinizi hazırlayabilirsiniz. Özellikle deniziyle ön planda olan Samos’a gidiyorsunuz unutmayın 🙂 Tüm denizler, plajlar çok güzeldir eminim ki ama ben 5 güne sığdırabildiğim kadarını sizlere anlatacağım.

Önce bir ücretlendirmeye değinelim sonra güzel kısma geçeriz. Aslında bu kısım da güzel çünkü Yunanistan’da tüm plajlar halka açık yani ücretsiz. Plajlarda özel beach önerileri verecek olsam da çoğunda özel alan kadar ücretsiz olarak gidip havlunuzu serip denizden faydalanabileceğiniz plaj bölümü de oluyor. Zaten bu sebeple dahi Yunanistan birçok kişinin yaz tatili rotasına dahil.

Samos plajlarını güney ve kuzey olarak detaylandırmak planlama yapmanızı kolaylaştıracak diye düşünüyorum. Belki tamamen deniz tatili temasında gidecekseniz konaklamanızı kuzey plajlarına yakın olmak için Kokkari, güney plajlarına yakın olmak için ise Pythagorion merkezlerini düşünerek seçebilirsiniz.

Samos’un kuzeyindeki plajlar bizim gittiğimiz dönemdeki deneyimlerimize göre daha dalgalı ve daha soğuk, güneyindeki plajlar ise daha sıcak, rüzgarsızdı.

SAMOS’UN KUZEYİNDEKİ PLAJ ÖNERİLERİ:

Lemonakia, Tsabou, Tsamadou plajları Kokkari merkezine 10 dakika uzaklıkta ve Samos’un kuzey kıyılarında bulunuyor.

LEMONAKIA: Kokkari’ye en yakın plaj. Lemonakia Bar Restaurant beach ve restoran bölümüyle en popüler olan. Şezlong ve şemsiye 8/10 € aralığında değişiyor. Bu ücretler çim alan ve taşlı alanda olmasına göre değişiyor. Mekanda müzik olmaması tercih sebebi olabilir.

TSABOU: Tsamadou sonrası sırada Tsabou vardı ve direkt en popüler olan Tsabou Beach Bar’dı. Burası da yukarıdan çok dalgalı gözükünce ve biz diğer plajı daha çok merak ettiğimiz için burayı da eledik. Ama deniz yine de renkleriyle şov yapıyordu.

TSAMADOU: Lemonaika plajı’ndan sonra gelen Tsamadaou Plajı’nda Navagos Beach’i tercih ettik. Büyük bi alanda hem deniz kenarında hem ağaçların altında hem de çim alanda farklı farklı bölümlemdirmeleri vardı. Restoran bölümü de aynı şekilde lounge, restoran, pub gibi farklılaşan alanlara sahip. 2 şezlong 1 şemsiye 6€/10€ olarak değişiyordu. Restoran bölümünü de çok başarılı buldukları için biz neredeyse tüm günü plajda geçireceğimiz bir günü buraya ayırdık. Hem çalışanların ilgisi, hem yemekler hem ortam çok keyifliydi. Mekanda 17:00’ye kadar tatlı tatlı yabancı müzikler çalıp, 17 sonrası biraz daha happyhour konseptinde müziklere geçildi. Beni rahatsız etmedi ama müziksiz mekan istiyorsanız hoşunuza gitmeyebilir, uyarayım.

Bonus: GAGGOU – ama kötü bonus: Buranın fotoğrafı yok ama illa gidin diyeceğim bir yanı da yok demek için not düşmek istedim. Bir gün yol üzeri Vathy’den geçerken baktık ve ilgimizi çekmeyince deniz durmadan devam ettik.

SAMOS’UN GÜNEYİNDEKİ PLAJ ÖNERİLERİ:

Remataki, Glikorisa ve Psili Ammos plajları ise Samos’un güneyinde deneyimlediğimiz plajlardı.

REMATAKI: Pythagorion’un merkezindeki bu plajda ücretsiz kullanım alanı için havlunuzla gidebilirsiniz. Remataki ya da Trata restoranlarının şelzonglarını yeme/içme karşılığı ücretsiz kullanabilirsiniz. Herhangi bir alt limit yok. Sahil kumsal, taşlık karışık, denizde ilerledikçe kumsal.

GLIKORISA: Burası özel bir otelin Beach’i. Yanındaki plaj alanlarında yine ücretsiz kullanıma uygun bölümler var. Glikorisa Beach şezlong + şemsiye ücreti 3€. Plaj kumsal, deniz taşlık. Pythagorion’dan 6 dakikada erişilebilir.

PSILI AMMOS: Samos’un tek kumsal plajı. İster havlunuzu serip denize girebilir, isterseniz de plajdaki 3 işletmeden birini kullanabilirsiniz. Almyriki ve Noya Beach ön plana çıkmış durumda. Tüm işletmelerde 2’li şezlong seti 8€. Deniz sığ, ilerledikçe güzelleşiyor. Oldukça erken gitmenizi öneririm, plajı en kalabalık yer burasıydı. Pythagorion’dan 18 dakikada erişilebilir.

Hangisini tercih ederseniz edin mavinin bin bir tonunu görebileceğiniz, tertemiz plajlar, berrak denizler bulacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim. Gönlünüzce rotanızı oluşturun.

SAMOS TATİLİNDEN NELER ALINIR? MARKET VE ALIŞVERİŞ LOKASYONLARI NEREDE?

Tatillerden dönerken minik de olsa hediyeler almayı çok severim. Bu hediyelerin miktarı yıllar içinde gerçekten çok minikleşmek zorunda kaldı gerçi ama olsun. Gittiği şehirlerden magnet alan biri olmayı çoktan bıraktığımı söylemek zorundayım. Hatta kendim için hiç almamış olabilirim. Çünkü magnetlerin hepsi tek düze gelmeye başladı. Sanki hepsi Çin’de üretilip ülkelere dağıtılıyor gibi değil mi sizce de? Burada eminim bana çok kızan olacak ama olsun 🙂

Gittiğim şehirlerdeki hediyelerim de yeme içme sevgimden dolayı öyle ürünlere evriliyor. Hem fiyat olarak daha ulaşılabilir hem de o şehrin tadından uzatmak gibi geliyor bana. Mesela Samos’un kendine has öne çıkan ürünü zeytin ve zeytinyağları. Ülke olarak baktığımızda ise ilk akla gelen uzo oluyor. Ben de uzo ve zeytinyağı aldım sevdiklerime. Bir de bakalım tadı nasılmış diye Yunan kahvesi, onun da 40 yıl hatrı vardır diye düşünüyorum ayrıca…

Böyle ürünleri almak için de en iyi yerler büyük indirim marketleri oluyor. Samos’ta da tek büyük market Lidl. Şuradan konuma direkt gidebilirsiniz. Son gün böyle bir alışverişi listenize almanızı önerebilirim. Eğer buna vaktiniz olmayacaksa Pythagorion’da “Super Market HERA” ve “Express Market Samos”, Vathy’de ise Samos’un indirim marketi olarak bilinen “Bazaar”a bakabilirsiniz.